Hikayeler bir yerden başlar
bir an
birdenbire...
karanlık ve serin salonlarda izlenen filmler
sokakta yankılanan müzikle beraber
Soğuk bir yalnızlık ve uçurumlar
İnsan açlığının doyurulmaz uçurumlarında
gerçek dediklerimin
hayallerimi köşe başındaki karakola şikayeti,
yaşadıklarımda anılacak bildik bir ben
Nice uykusuz gecelerde seyirten
bir gaz lambasının parlak ışıltısı,
bekleye bekleye kavak yelleri altında
yeşil bir kurbağa;
hiç unutur muyum evin küçük havuzunu
ve içinde şeytan böcekleri,
Bulutlar bu kara gün
saklamış sıska bir sineğin vızıltısını
hüzün kaplar mı kefen gibi
örtmüş kendini bir böcek
beyaz mı beyaz
inat doğacağı dünyaya
Bu gece şiir yazmak isterdim sana
şiir dünyanın olsun
bir tek sözüm sana
şiir değil ruhumun ebediyete uzanan kapısını açıyorum
gözlerimi kapadım
ve sabaha kadar seni düşüneceğim...
Cenin
Hangi dağ hangi nehir
ve hangi orman
kemik beyazı kan kırmızısı
tel tel örgüler
Savurduk tenimizdeki binlerce tuzu
ıslanmış ve yorulmuş bir gözpınarına
nice sevgiler söylendi kulaktan kulağa
üç kuruşa talim bir bekçi
koruyamadı çığlıklarımızı
çalınan ne varsa
Günsüzlük gün görmemiş başımı
almışım gün doğarken güne
gün tepemde günsüz
seyre durmuşum
güne bakanlarla
sarı sarı
Kral
Dostlarımı görmeyeli uzun zaman oldu
bir sağırlık
haykıramamak
yüreğimin kelepçesi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!