Erol Duran'ın Türban Modası şiirine atfe ...

Mikdat Bal
4096

ŞİİR


45

TAKİPÇİ

Modaya uyan kim, bu ne biçim söz?
Hem acı hem bacı dersin arkadaş
Modayı önemser donsuz ya dansöz
Hem acı hem bacı dersin arkadaş
Kızların hakkını yersin arkadaş

Ayetten bahsettin bildiğin neki

Tamamını Oku
  • Mücella Pakdemir
    Mücella Pakdemir 24.01.2010 - 02:24

    BAŞÖRTÜM

    Sembol, simge diyerek hep suçlayıp durdular
    Başımdaki silah mı kızarak kudurdular
    Madem silahtı niye kullanmıyor ordular
    Gururlanacak vakit bulamadım ben dostum

    Kimin zoruyla takar bunu tek Allah kulu
    İman aşkından başka arama yok okulu
    Korktukları başörtü ipek pamuk dokulu
    Onurlanacak vakit bulamadım ben dostum

    Kapılardan çevrildim kimi tehdit edildim
    İncinen yüreğimi kırk bin parçaya dildim
    Hak’ka havale edip göz yaşlarımı sildim
    Sürûrlanacak vakit bulamadım ben dostum

    Dillere dolamışlar kılı, tüyü, çiğ eti
    Bir metre bezle çektim akıl almaz laneti
    Üzerime saldılar her türlü melaneti
    Nurlanacak hiç vakit bulamadım ben dostum

    Mücella Pakdemir

    Cevap Yaz
  • Hasibe Cavaç
    Hasibe Cavaç 22.07.2009 - 12:10

    Ateş düştüğü yeri yakar, bu bizim derdimiz, bizim yaramız, bizim davamız:(

    Cevap Yaz
  • Mücella Pakdemir
    Mücella Pakdemir 03.06.2008 - 02:02

    Başını örten sadece müslüman hanımlar değil. Rahibelerde örtüyor onlara tek laf yok. Yahudinin takkesine tek kelam etmeyenler müslüman sarığını gördüler mi şeytan tepmişe dönüyorlar.
    Galiba iman meselesi.
    Bütün bunların ötesinde madem ki demokrasi var. İsteyen istediği gibi giyinmeli değil mi? Başkasına saygı duyan kendine de saygı duyar nihayetinde.

    Cevap Yaz
  • Yilmaz Boz
    Yilmaz Boz 30.01.2008 - 22:01

    mehraba hocam cok güzel şiir kalamine yüregine saglik,basarilarin devamini bekleriz...selamlar....

    Cevap Yaz
  • Sevim Yakıcı
    Sevim Yakıcı 29.01.2008 - 17:25


    Müslüman türk kadınının en mukaddesine, örtüsüne arsızca ve cahilce dil uzatırken kalkan olarak Mustafa Kemal'in arakasına sığınanlara:

    BuYURUNUZ BEYLER, AŞAĞIDAKİ SÖZLERİ OKUYUNUZ. BU BEYANAT ATAÜRK'ÜNDÜR:

    Tesettürde Halkin Begenisi Önemlidir
    (..)Bizim örtünme meselesinde göz önüne alacagimiz sey, bir yandan milletin
    ruhunu, diger yandan hayatin gerçeklerini düsünmektir. (..) Kadinin giyinis
    tarzinda yenilik yapmak meselesi bahis konusu degildir. Milletimize bu hususta
    yeni seyleri bellettirmek zorunlulugu karsisinda degiliz. (..) Biz basli
    basimiza, fert olarak, her türlü sekilleri uygulayabilir, kendi zevkimize,
    arzumuza, terbiye ve seviyemize göre istedigimiz kiyafeti seçebiliriz. Ancak
    bütün milletin uygun görebilecegi sekilleri, bütün milletin hayatinda uygulama
    kabiliyeti olan kiyafetleri herhalde halkin gene begenisinde aramak lazimdir.
    Bazi milletlerin zevk dünyalarini memleketimizde uygulamaya kalkismak hatadir.
    Bu yol toplum hayatimizi gelisme ve yücelmeye götürmez. (..)Eger kadinlarimiz
    Seriatin tavsiye, dinin emrettigi bir kiyafetle, faziletin gerektirdigi bir
    hareketle içimizde bulunur, milletin bilim, sanat ve toplum hareketlerine
    katilirlarsa, bu hali, emin olunuz, milletin en müteassibi bile takdir etmekten
    kendini alamaz. Aksine o halin aleyhinde söylenecek sözlere karsi belki onun
    öncülerinden fazla savunucusu olur.”
    Kiyafet degil basari önemli
    Atatürk, kadinlarin erkeklerle düsünce ve nur yolunda yaris edercesine
    yürüdüklerini belirterek söyle dedi: “Lakin kadinlarimiz bununla magrur olmali
    degil, bilhassa aydin hanimlarimiz yabancilarin ve içimizdeki kötü
    düsüncelilerin kendilerine yakistiracaklari noksanlarin yersiz, haksiz oldugunu
    göstermeliler(..) Kadinlik meselesinde sekil ve dis görünüs ikinci derecededir.
    Kadinlarimiz için sekil ve kiyafetten çok asil basari kazanilmasi gereken alan
    nur ile, gerçek faziletlerle süslenmek ve cihazlanmak olmali. Hanimlarimizin
    Avrupa kadinlarinin altinda kalmayarak, aksine pek çok cihetlerde onlarin üstüne
    çikacak nur ve bilgiyle cihazlanacaklarina kesin olarak süphe etmeyen ve buna
    kesin olarak emin olanlardanim.”

    EVET ARTIK ARKASINA SIĞINILAN ÖRTÜMÜZÜ RAHAT BIRAKIP, BU MEMLEKETİN ASIL MESELELERİ İİLE UĞRAŞILSIN.
    HAKLININ YÜZDE DOKSANININ MÜSLÜMAN OLDUĞU BU MEMLEKETTE SALYANGOZ SATICILIĞINA SOYUNANLAR
    BAŞINIZI KUMDAN ÇIKARIN VE MÜSLÜMAN TÜRK KADININ GERÇEĞİNİ GÖRÜN.....
    Bir milleti yok etmek önce mukaddes değerlerinibirer birer yok etmekle başlar... Bu değerleri yok ettirenler, hem bilinçli olanlar hem cahilce bu yolu savunanlar da görecekler ki
    Müslüman türk kadını ile uğraşmaktan daha mühim işler vardır

    Tebrik ederim ağabeyim..
    Fransızcadan dilimize ve kullanıma sokulan 'türban ' kelimesini onu simgeleştiren zındıklara bırakıyorum. Ve ben müslüman bir türk hanımı olarak
    baş örtümü seviyorum.....
    şekli ne olursa olsun,ister sıkma baş, ister dolama baş, ister cevrili baş
    örtüm mukaddestir,
    lütfen kirli oyunlara alet edilmesin.....
    saygımla ağabey

    Cevap Yaz
  • Ömer Ekinci Micingirt
    Ömer Ekinci Micingirt 29.01.2008 - 16:39

    Kimseyi muhatap almadan AZ EVVEL BAŞKA BİR ŞİİREDE ASTIĞIM KONUSU BAŞÖRTÜ olan fikrimi tekrarlıyalım...

    İnsanın hakkına riayet etmeyen dünyada insansızlıkla, ukbada ateşle cezalandırılır. Kul hakkına riayet aynı zamanda insan emeğine saygıdır. Sadece başkalarının sahip olduğu mala tecavüz değil başkalarının zamanına, kişiliğine, şeref ve haysiyetine, soluyup kokladığı havaya tecavüz de kul hakkını ihlaldir.Başını örtmek her Müslüman HANIM ve onun en doğal hakkıdır..İNANMAYANLAR ÖRTMESİN! ...
    Hak kavramı bir mü'min için çok şey ifade eder. Yetim, öksüz, dul, fakir, komşu, akraba, arkadaş hakkı, Aynen bunun gibi, her mesleğin ve işin de birer hakkı vardır. Bir demirci işlediği demire hakkını, bir tabib muayenenin hakkını, bir alim ilminin hakkını, bir ŞAİR EDEBİYAT ın Ve EDEB in ve kaleminin hakkını vermelidir. Tabi her Müslüman da inancının hakkını vermek zorundadır.ÖRTÜNME islamın emri..İnanmayan istediği kadar açılabilir…Biz başı açık hanım kardeşlerimiz inde hakkına saygıyı İslamın gereği olarak biliyoruz…

    Değerli Mikdat Bey kardeşim yüreğine sağlık…Dava zorlu ömür kısa yol uzun…Slm ve dua ile…

    Cevap Yaz
  • Yusuf Ziya Karahasanoğlu
    Yusuf Ziya Karahasanoğlu 29.01.2008 - 14:16

    Değerli Mikdat bey

    Şiirinizi ve şiirinize yazılma nedeni olan şiiri okudum. Yorumumu buraya yapıyorum, çünkü; diğer yeri yorum yapmaya değer bulmuyorum.(Geçmişteki yaşanmışlıklardan dolayı)

    Evvela, konuyu kavrama, tesbit ve teşhisinizdeki kabiliyetinizi takdir ettiğimi bilmenizi isterim.

    'Münevver' sıfatının güncel karşılığı olan 'aydın' sıfatını kendi kendilerine veren bir kesimin, temsilcileri olduğunu iddia ettikleri o sıfatın tam tersine, aydınlatmak yerine karartmak adına yaptıkları uğraşları büyük bir şaşkınlıkla izlemekteyiz.Ve, ne hikmetse her konuda Allâme kesilmeleri ve fetva vermeleri ise kanaatimce cehâletin en zirve noktasıdır.
    Önlerine açtıkları yazarı bile tartışılan bir mealden çıkardıkları iki kelimelik anlamı 'hüküm' adı altında ilân eden bu zevatlar, tefsir ilmi denen ilimden ne kadar habersizdirler! Demek ki, bunca uğraşı veren ve kaynak olarak diğer tefsircilerin araştırmalarını kaynak gösteren âlimler yıllarını beyhûde yere ziyân etmişler (!).

    Bazıları da; bir yanlışı belletmek için doksan dokuz doğrunun arasına serpiştirmekte doğrusu çok kabiliyetliler!

    Şöyle bir soru sorulsa;
    ' Adına türban demeyeceğiz. Sizin istediğiniz bir isim vereceğiz.Ne isterseniz o. Ama saçımızın bir teli bile görünmeyecek bir örtü örteceğiz.(Bu islâmın emri olduğu için)'
    Acaba kabul edecekler mi?
    HAYIR!
    Onların meselesi isim ya da başka birşey değil. Onların meselesi kendi kafalarındaki örtü sistemini, kendi düşündükleri din anlayışını, kendi istedikleri ibadet anlayışını dayatmaktır!
    Bunu alenen ifade edemediklerinden dolayı böyle bir şaşırtmaca ve takiyyenin içindedirler.

    Çok şükür ki, biz dinimizi bir başkasının penceresinden seyretmek,başkalarının izâhı ile anlamak zorunda ve durumunda değiliz. İsteyen istediği gibi davranabileceği üzre, biz de istediğimiz gibi davranabiliriz.

    Herkesin inacı ve inançsızlığı, ibadeti ve ibadetsizliği, dini ve dinsizliği kendine aittir.

    Ama, zaman öyle zaman ki; gerçek takiyyecileri gözler önüne sermiş ve kendi ithamlarında rezil etmiştir.

    Elhamdulillâh!

    Tepkinize katılıyor, şiirinize teşekkür ediyorum.

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 7 tane yorum bulunmakta