Adım Erman,
Soyadım ne bilmiyorum!
yaşım 23,
ömrüm ne kadar bilmiyorum!
insanları çok seviyorum,
seviliyormuyum bilmiyorum...
gözlerim; yeşil, ela, siyah, mavi...
boyum senin boyunca..
kilom; hiç tartılmadım desem hakdır,
ama Dünya'yı yıkacak kadar güçlü değilim.
gözüm tok,
karnım tokmu bilmiyorum...
kendime cehennemi yaşatmam,
cennetlikmiyim bilmiyorum...
ben bunlardan ibaret bir noktayım...
devamını sana bıraktım hayat,
ya ünlem olurum ya soru işareti...
kaybetme demem,
çünkü eğilmedim sana hiç,
korkmuyorum inan bana....
ben buyum fazlasını sorma....
...........
..............
....................
kimi, 'siyasi yargıladı',
kimi, 'etnik kökenimle',
biri, 'çok zayıf' gördü,
biri, 'patlayacaksın' dedi,
biri, 'çok gülüyorsun' dedi,
biri, 'neden hep kirpiklerin nemli' dedi,
biri, 'niye çalışmıyorsun' dedi,
biri, 'çok çalışıyorsun' dedi,
kimi, seni çok seviyorum' dedi,
kimi, 'senden nefret ediyorum' dedi,
ben size ne dedim ki?
beni benle yargılayacak kadar güçlü hissediyorsunuz kendinizi,
kaşım, gözüm, elim, ayağım, düşüncelerim,
sizden ne eksik yanım var, ne fazlam,
siz görmek istediginizi görürsünüz,
ben yaşamak istedigimi,
ben benim, ya siz kimsiniz?
beni benden iyi bilenler!
Kayıt Tarihi : 6.6.2009 19:05:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

sizden ne eksik yanım var, ne fazlam,
siz görmek istediginizi görürsünüz,
ben yaşamak istedigimi,
ben benim, ya siz kimsiniz?
beni benden iyi bilenler!
Bunlar güzelde,her şey tek düze olsaydı,yaşamın ne anlamı olurdu.Acaba düşünme ve mücadele olurmuydu.iyi ,kötü olurmuydu...
veya kendinizi tanıtma,kabullendirme ihtiyacı doğarmıydı.
Tabiki bunun gibi binlerce sıralanabilir....
Güzel bir çalışma
Şairi kutlarım
Mustafa Yiğit
beni benle yargılayacak kadar güçlü hissediyorsunuz kendinizi,
kaşım, gözüm, elim, ayağım, düşüncelerim,
sizden ne eksik yanım var, ne fazlam,
siz görmek istediginizi görürsünüz,
ben yaşamak istedigimi,
ben benim, ya siz kimsiniz?
beni benden iyi bilenler!
Sevgiler, ışıktan daha hızlıdır; onu görmeye çalışmalıyız... O ışığı gören eliyle tutamasa da gönlüne sımsıcak sürülmüş bir merhem olarak kalacaktır; işte bu yüzden, sevenlerin halini herkes anlayamaz... Yani, elmanın tadı yendiği zaman anlaşılır...
Şiiriniz, bir bambaşka; içtenlikle anlatım, aynı zamanda dert yanış gibi, haklısınız; sizi önce bir şair olduğunuz için çok seviyorum; sevmek zorundayım... yazmak, bir sabır işi, gönül işi, bilgi işi ve idealdir... Buna göğüs gerenin alnından öpülür... Çok yazan, yazıcı, olsa da hepsini ayrı ayrı mihenge vurmak gerekir... Bu yol da sevgiden geçer!.. Anlatabildim mi? 10 puan... Antolojime... Ben, seni çok seviyorum!..
KENDİNİ BİLMEYEN HERŞEYİ BİLİR
SAYGIYLA
FATMA HATUN ESEN
TÜM YORUMLAR (3)