1-Sağlıklı Sınırların İzinde
Aşk, bazen insanın içini ışıkla doldurur; bazen de karanlık bir boşlukta yankılanan ayak seslerine dönüşür. Bir zamanlar kalbimizin merkezinde taht kurmuş biri, ayrılıkla birlikte o tahtı terk ettiğinde, geride yalnızca sessizlik kalmaz. O sessizlik, çoğu kez fotoğraflarda, anılarda, sosyal medyanın ekranında yeniden canlanır.
Ve bir gün, erkek kararını verir: Engellemek.
2 -Engellemenin Yanlış Okunan Dili
İlk bakışta bu hareket kaba, sert ya da düşmanca görünebilir. Sanki erkek, kadını yok saymakta, onu cezalandırmakta ya da küçümsemektedir.
Oysa engellemenin dili çoğu zaman dışarıdan görüldüğü gibi değildir.
Engellemek, nefretin değil; çoğu zaman, kendini korumanın dilidir.
Çünkü insan ruhu narindir. Her hatırlatıcı – bir fotoğraf, bir şarkı, bir bildirim – eski yaraları yeniden açabilir. Erkek, kendi kalbini korumak için, geçmişin gölgelerini hayatından çıkarır. Bu, aslında kadına değil, kendi ruhuna duyduğu saygıdır.
3 - Geçmişin Hayaletleri
Sosyal medya, geçmişi hiç ölmemiş gibi karşımıza çıkarır. Bir bakış, bir gülüş, bir kutlama fotoğrafı… Hepsi, unutulmuş sandığımız duyguları uyandırır. Erkek, her gün eski sevgilisinin hayatına tanık oldukça, kendi iyileşme sürecini geciktirir.
İşte o noktada engellemek, bir tür kapanış ritüeli haline gelir. Bir kapıyı kapatmak, geçmişin hayaletlerini içeri davet etmemektir.
Bazen engellemek, “Sana kızgınım” demek değildir; aksine, “Artık seninle yüzleşmek zorunda kalmayacağım” demektir.
4 -Öz Disiplinin Sessiz Zaferi
Engellemek, sanıldığı gibi bir kaçış değil; aksine, büyük bir öz disiplin göstergesidir. İnsan kendini tanıdıkça bilir ki, gözlerinin önünde duran eski bir hikâye, aklı da kalbi de sürekli esir alır.
Erkek, engelleyerek kendine şunu söyler: “Geçmişin zincirlerinden kurtuluyorum. Kendime geleceğe bakma hakkı veriyorum.”
Bu, bir zayıflık değil, aksine olgunluğun işaretidir. Çünkü gerçek güç, başkalarını değiştirmeye çalışmakta değil, kendi sınırlarını çizebilmekte saklıdır.
5 -Saygının Sessiz İfadesi
Engellemek, yalnızca kendini korumak değil, bazen karşıya duyulan bir saygıdır da. Çünkü iki hayat, sosyal medya yüzünden istemeden de olsa iç içe geçebilir. Eski sevgilinin paylaşımları, yeni bir ilişkinin gölgesinde rahatsızlık yaratabilir.
Bu durumda engellemek, bir tür nezakettir: “Sen kendi yoluna git, ben de kendi yoluma. Yolumuz artık kesişmemeli.”
Bu, düşmanlığın değil, özgür bırakmanın en sessiz biçimidir.
6 - Yeni Başlangıçların Kapısı
Her engelleme, bir bitiş gibi görünse de aslında bir başlangıçtır. Erkek, bu adımı attığında yalnızca kadını değil, onunla birlikte taşıdığı yükleri, kırgınlıkları ve pişmanlıkları da geride bırakır. Engellemek, geçmişin gölgesinden çıkıp yeni bir güne adım atmaktır.
Bir bakıma engellemek, kalbin kendi dilinde söylediği şu duadır:
“Artık seni affettim, artık seni bırakıyorum. Kendime dönüyorum.”
Sonuç
Bir erkeğin bir kadını engellemesi, çoğu zaman yanlış anlaşılır. Bu hareket, öfkenin değil, öz saygının eylemidir. Sosyal medya çağında engellemek, bireyin kendi huzurunu, sınırlarını ve geleceğini koruma cesaretidir.
Çünkü gerçek özgürlük, başkalarının gölgelerinde değil, insanın kendi yolunda saklıdır. Ve bazen o yola çıkmanın ilk adımı, bir kapıyı kapatmaktır.
Yazan
Korhan KÜLÇE
06/09/2025
Kayıt Tarihi : 14.9.2025 11:45:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Korhan KÜLÇE
TÜM YORUMLAR (5)