Erkeğin beyninde ki kadın 05.06.2012MUĞL ...

Hatice Parlatıcı
142

ŞİİR


8

TAKİPÇİ

ERKEĞİN BEYNİNDE Kİ KADIN. 05.06.2012MUĞLA
5 Haziran 2012 Salı, 17:40 · tarihinde Hatice Parlatici tarafından eklendi
Topluma baktığımız zaman,insanların içinde zincirlerinin hala kırılmadığı,gelenek,göreneklere bir yanı bağlı iken,bir yanı geçmişte yaşayamadıkları yılları,ileri ki yaşlarda yaşayabilmek arzusu yatar..Kirliliği yaratırlar çoğu zaman ama buna aldırmazlar bile..Erkeklerde yaş,eğitim,sosyal statiko ne olursa olsun,bu önemsizdir.Bakış açısı cahil bir erkeğin ne ise aydın,eğitimlinin de odur..
Kadınlara bakış açısı genelde benzerlik gösterir.Eskiden kadının iyisine bakılırdı,ev işi yapan,düzgün,yerine göre giyinen,konuşan,saygılı,onların deyimiyle efendi,namuslu,ahlaklı olanlar tercih edilirdi..
günümüzde kadınların,erkeklerin bakış açısı birebir örtüşüyor..Güzel ve zengin olacak.Kadın için erkeğin güzelliği ikinci planda geliyor.Erkeğe göre kadın günümüzde hem güzel,hem zengin,hem sessiz,aptal olacak.Bu anlayışın ne yazık eğitimli erkeklerde daha çok görülmesi kirliliği yaygınlaştırıyor.çünkü erkek egemen bir toplumda söz sahibi olmadığımız için geçerli görülmeyen yasa gibi adeta..
Birkaç kadın idare etmekte üstlerine yok.Yedeklerini her zaman ellerinde tutuyorlar.Önce elde etmek istedikleri paralı ve güzel olan onu elde edemezlerse sıradaki bir düşüğü iş görür.Bir de şu kurnazlıkları var.Kadınla en başında anlaşma yapmak.
_Bak ileride ayrıldığımızda kızmak,düşmanlık yapmak yok,biterse dost kalalım.vs vs..

Tamamını Oku
  • Hatice Parlatıcı
    Hatice Parlatıcı 07.11.2012 - 00:00

    Teşekkürler arkadaşlar.Ben bir türlü zaman bulamadım karşı cinsi yazmaya..sizler yazılarınızla ve düşüncelerinizle destek olmuşsunuz.Elbette ben zaten belirtmiştim kapitalizm herkesi kirletiyor,bu cins olarak durumu değiştirmiyor ne yazık..kirlenmeye gelince kim masum ki artık.zaman bulduğumda yine bu konuya döneceğim.Çok yoğun bir yaşamım var çok az zaman ayırabiliyorum.Tekrar teşekkürler..

    Cevap Yaz
  • Doğan Gün
    Doğan Gün 05.11.2012 - 21:45

    Şu da başka bir yazımdan Hatice Hanım: '...Hayatın her alanında erkek ile eşit olduğu fikrini savunan kadın özlenmek hakkını ise bir tek kendisinde bulur. Ona göre erkeğin özlenmeye hakkı yoktur. Özlenen yalnız kendisi olmalıdır. Kadın özlenmek ister ama erkek özlenmek isteyemez. Kadın hiç bir şey ile yetinmediği gibi özlenmek istemekle de yetinmez, bunu birde duymak ister. “Beni ne kadar özledin?”
    Kadının sorduğu en sık sorulardan biridir : “Beni ne kadar özledin?” Erkek, onu ne kadar özlediğini kadına mutlaka anlatmalıdır ama kadının ne kadar özlediğini erkeğe anlatmak gibi bir zorunluluğu yoktur çünkü kadınlara göre kadınlar ile erkekler eşittir! Bu soruyu sorarken kadın ister ki, erkek denilen (mükemmel!) varlık ‘Özlemek’ diye tabir edilen soyut duyguyu somutlaştırsın, somun bir ekmeğe, bir kitaba, bir pastel boyaya, bir şapkaya dönüştürsün. Kadın zanneder ki erkek ‘Özlemek’ denilen duyguyu sürekli ceplerinde gezdirir, cüzdanında taşır, arabanın bagajına saklar. Bu yüzden de ister ki, ona “Beni ne kadar özledin” diye sorduğunda erkek hemen cebine, cüzdanına ya da arabanın bagajına davranıp, oralarda gizlediği ‘Özlemek’ i çıkarıp masanın üzerine koysun ve “İşte seni bu kadar özledim.” diyebilsin.
    Aslında bir bakıma haksız da sayılmaz. Çünkü kadın o müthiş ve bir o kadar da anlamsız soruyu sorduğunda erkek cüzdanına davranıp kredi kartını koymalıdır masaya: “İşte ben seni bu kadar özledim.” demelidir. Ya da cebindeki küçük mücevher kutusunu çıkartarak, kutunun içindeki tek taş yüzüğün parıltısını yansıtmalıdır kadının yüzüne: “İşte ben seni bu kadar özledim...”

    Buyrun işte, bu da bir erkeğin gözünden farklı bakış açısı...
    Affınıza sığınarak paylaştım, kusuruma bakmayın. Başarılı çalışmalarınızın devamını dilerim.

    Cevap Yaz
  • Doğan Gün
    Doğan Gün 05.11.2012 - 21:31

    Tuncay Beyin de söylediği gibi sadece sizin bakış açınızı yansıtan bir yazı. Mesele kişide ve kişilikte bitiyor bence cinsiyette değil. Kişi kendi donanımlarını gözden geçirmeli ve karşısındakinden de ona göre isteklerde bulunmalı... Bakınız, affınıza sığınarak size az çok bu konuyla alakalı daha önce yazmış olduğum bir yazıyı paylaşayım, bir de benim bakış açımdan izleyin olayları.

    '...Herkesin garip, yetersiz, komik ya da bize uymayan yanlarını görerek, en baştan eliyoruz. Peki, dönüp kendimize bakıyor muyuz hiç? Hangi vasıflara sahibiz? Bizim yetkinliğimiz, yetişkinliğimiz, yeteneklerimiz var mı? Acaba biz de birilerine garip, yetersiz ya da komik gelmiyor muyuz? Kimsenin isteklerinden, yaşam tarzından ödün vermeye niyeti yok. Sürekli alalım istiyoruz. Gel gör ki en çok emek verdiğimiz kişi; bizi en çok üzen, en çok canımızı yakan, yüreğimizi en çok parçalayan, hayatımızı harcayan, arkasında toplanması zor dağınıklar bırakan ve aslında bizi en hak etmeyen kişi oluyor. Dünyanın kanunu mu böyledir nedir?



    Kadınlar; sıradan, sıkıcı, fakir, düzgün, heyecansız veya fazla normal görünen erkekleri, kendilerine uymadığını düşünerek değerlendirmeye bile almıyorlar. Haklılar tabi! Niye alsınlar ki! Onların beklediği adam gelecek. ‘Bay Doğru’ her an bir köşeden çıkıp, kollarıyla saracak, nefeslerini kesecek onların… Binlerce kadının hayalini süsleyen ve dünyada çok az karşılaşılan bu erkeğin aşağı yukarı bir tarifi de var elbette: Yakışıklı, uzun boylu, atletik ve üçgen vücutlu (şöyle iri kasları olan) dar kalçalı, kalın bacaklı, geniş omuzlu, şahin bakışlı, karizmatik, komik, kültürlü, cömert, zeki, güçlü, nazik, hassas, romantik, maceracı, koruyan, kollayan, hafif kıskanç, açık sözlü, iltifat etmesini bilen, ağzı laf yapan, biraz maço, kapris çekebilen, tok ve güzel sesli, enstrüman kullanabilen, edebiyata ve sanata tutkun, iyi dans edebilen, sürprizlerle dolu, özel günleri unutmayan, elinden çiçeği ve hediyesi eksik olmayan, bulunduğu her yerde hayranlık uyandıran, gözleri sevdiği kadından başkasını görmeyen, maç manyağı olmayan, yemeyi içmeyi ve adabı bilen, masaya vurduğunda ses getiren, her şikayeti “vıdı vıdı” olarak değerlendirmeyen, elma demeyi de alma demeyi de bilen, televizyonu gecelerin anlamı olarak görmeyen, gözlerine bakınca içini eriten, dokunmayı bilen, öpüşmeyi bilen, muhteşem sevişen, iyi bir sevgili, iyi bir koca, iyi bir baba, daha neler neler…?



    Böyle bir adamla karşılaşma ihtimalinin, uzaya tatile gitme ihtimaline denk olduğunu hatırlarına getirebilen kadınlar, diğerlerine göre mutlu oluyorlar elbette.



    Hepsi iyi güzel de… İnsana sormazlar mı, senin vasıfların nelerdir diye? Neyin var ki bu kadar çok şey bekliyorsun karşı taraftan? Bunca şeyi aynı anda istiyorsun?



    Peki ya erkekler! Onlar farklı mı? İsterlerde isterler. İstekleri hiç bitmez.

    Eğitimli olsun, (kütüphanecilik, işletme, iktisat, diyetisyen mesela). Ondan az kazansın (uçurum olmadan, misal erkek 1 milyar kazanıyorsa o da 700 milyon kazansın). Oturmayı kalkmayı, büyüklerine hürmet etmeyi bilsin. Her şeye peki demesin ama orta noktada buluşmayı da bilsin. Deli gibi âşık olsun ona, etraftaki daha iyi alternatiflerle ona boynuz takmayacak kadar sevsin onu. Annelik vasıflarına sahip olsun, şefkat göstermeyi bilsin. Acından öldürmeyecek kadar yemek pişirmeyi bilsin (misal yumurta, pilav, makarna). Hanım hanımcık giyinsin. Kulağına göbeğine metal şeyler takmasın (öyle g-string, göbeği açık gömlek tişört olayı erkeğe ters). Hiçbir yerinde dövme ya da benzer bişey olmasın. Dinlemeyi bilsin, aynı zamanda kendini dinlettirsin, onunla ağlasın onunla gülsün. Damak zevkleri birbirine yakın olsun. Yemeğe çıktıklarında ikisinden biri aç kalmasın. Yapmacık/yalancı olmasın, sevdiğine sevdim, sevmediğine sevmedim diyebilsin. Ailesi çok zengin olmasın ama onlara muhtaç durumda da olmasınlar. Ailesi çocuk sever olsun, torunları üstlerine atıp tatile gidebilsinler. Onu çevresindeki hatunlardan kıskansın, zaman zaman bu yüzden ona trip yapsın. Eski erkek arkadaşlarının büyük bir kısmı ölmüş olsun. Ölmemişlerse evli ve çocuklu olsunlar. Kitap okusun, ona da döve döve okutsun. Entelektüel birikimi olsun ama entel olmasın. Evde eğlenmeyi tercih etsin ama dışarıda da eğlenmeyi bilsin. Cebinde faturalı hat kullansın, ayrıntılı faturası ona gitsin, o öder. Yoga, solaryum, fitness gibi abuk subuk işlerle uğraşmasın ama kuaföre gitsin, güzellik salonuna gitsin, bakımlı olsun… daha neler neler?



    İri gözler (mümkünse mevsimsel olarak güneşe göre rengi değişebilsin), minik bir çene, bıdık bir burun, öpülesi ve kendinden pembe dudaklar, minik bir ağız, ince bir boyun (boğazından siyah zeytinin geçtiğini gözlemlenebilsin), saçlar uzun beline doğru şöyle, esmer, yarım Washington portakalı büyüklüğünde (avuçtan taşmayacak...) göğüsler, gergin bir göbek (şöyle dokunduğunda irkilmesini izleyebileceksin...) bel bölgesindeki kemikleri belli olmasın (kadın dediğin azıcık ele gelecek), hafiften iri kalçalar (basenlerle uyum içinde olacak, kalp şekli yakalanabilirse enfes olur), düzgün bacaklar (kemikleri sayılacak kadar zayıf olmamalı), ince ayak bilekleri, 36 yada 37 numara ayaklar, bakımlı parmaklar, pembe topuklar… Ooof anam of… Sanırsın ki bey efendi HZ. Yusuf… İsterler ki kadın gündüzleri yedek kulübesinde otursun, geceleri de yatakta 3 gol birden atıp hattrick yapsın. İsterler ki hem daha önce eline erkek eli değmemiş olsun; hem de yatakta onu çıldırtacak kadar iyi sevişsin. Nasıl olacak bu iş bir bilen var mı?...'

    Saygılar.

    Cevap Yaz
  • Hatice Parlatıcı
    Hatice Parlatıcı 08.06.2012 - 18:27

    DEĞERLİ TUNCAY BEY.YAZIYI DİKKATE ALIP OKUMANIZDAN ÇOK MUTLU OLDUM..YAKINDA KADININ BEYNİNDEKİ ERKEK KONUSUNU DA YAZACAĞIM ELBETTE.ÇÜNKÜ KAPİTALİZM ERKEK ,KADIN DEMEDEN KİRLETİYOR.ŞU TV'LERDEKİ EVLENME PROGRAMLARINA BAKARMISINIZ.KADININ İLK SORDUĞU SORU EVİN ,ARABAN VARMI?AHLAKİ DEĞERLER AYAKLAR ALTINDA.BENİM DEĞİL TOPLUMCA YAŞADIĞIMIZ KONULAR GENELDE KİRLİLİK SAYGILAR...

    Cevap Yaz
  • Tuncay Kul
    Tuncay Kul 08.06.2012 - 12:22

    Bir bayan olarak belki yaşadıklarınızı da yansıtarak erkekler hakkında yazdığınız yazı çok güzel, ama sadece sizin bakış açınızı yansıtan bir yazı. çünkü erkek ve kadın olarak ikisi de bencildir aşkta.. bayanların da öyle halleri vardır ki ak sütten çıkmış erkeği bir cellada bir iblise çevirebilirler. bir yerde bir sorun var ise bu sorunun sebebi iki ortaklardır. tek taraflı asla değildir diye düşünüyorum.

    saygılarımla..

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 5 tane yorum bulunmakta