hasretim!
anama, babama,
abime, bacıma
iki yaşında melek yumurcağa...
koştum yanlarına,
coştum, taştım
ben de varım diyemedim
daha üçüncü sınıftaydı
elimden düştü kalemim
ondan sonra ırgat oldu bedenim
ovaların ırgatıydım
su taşırdım, pamuk toplardım
bugün doğdum sanmıştım!
hâla ıslaktı bedenim
sular durgundu
dünya ise yorgun
belli belirsiz hatırlıyorum
yazılanlar çizilenler mi?
hepsi birer gözyaşının
dönmesi zümrüt haline
düşler aleminden gelipte
inmesi hayatın taa içine
her söz, her beste ve
acı, nağmelere destan olacak kadar acı
herbir dokunuşta yorgunluğa sarmak kaderi
hani yokluğa meydan okuyan o tebessüm varya
yokuş aşağı yaşanan hayatta olunmaz dava
alabildiğine yoksun tüm ihvânı aşklarda
tek dileğim, ben özüne eremedim
gün görüpte aşkı bir an sezemedim
derde derman arayan var bilemedim
fani dünya fanilikten geçemiyom
güler yüzü hiç aklımdan çıkmıyor
sahilini sormadığım bir günün akşamı
yelkenler fora
açılıyorum bilinmez ufuklara
ürkek çığlıklarla uğurluyor martılar
merhaba dercesine selamlıyor balıklar
onlar da biliyorlar
ansızın
bir poyraz eserde
solar çiçekler diye...
gecenin
en derin dehlizlerinde
seni gizlerim
çok zordu!
sebepsiz ve yersiz akşamlarda ağlamak...
orak misali,
bir dolu bir boşa sallamak...
düştüm!
düştükçe tanıdım
tanıdıkça değiştim
değiştikçe geliştim
geliştikçe öğrendim;
ben bir hiçtim!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!