Telaşla koşan ayak sesleri geliyor kulağıma koridordan,
Paslı sedye bir ceset daha taşıyor morga, ağlama sesi yok…
Koridorda insanlar ağızlarını kapatmış dudaklarda sessiz dua
Kimin nesi giden ? ardında yarım kalmış ilaçlar,kanlı pijama.
Son nefesini verirken belki hiç düşünmemişti böyle olacağını
Belki hep gözleri açıktı tavana çakılı, belki de odanın kapısına,
Erkanım cahilim beni aydınlat
Her şeyi yaratan birden haber ver
O biri görmeye engel diyorlar
Günah denen kara kirden haber ver
Haki
Ergin
Erginin kendisi ergin mi olmuş dua istiyorsun
Marmara iman denizi olsa giren olurmu sanıyorsun
Şu denizden bir tasta ben doldurayım ne olur
Rabbim kulum demeden o denizde kim boğulur
Kurulmuş bir saatin içinde sabitlenmiş saniye misaliyim,
Gelmeyecek bir zamanın yolcusu, başı dönen sarhoşuyum.
Tufanımın sebebi oldun,yıkımım senden, anlatamıyorum
Ordasın işte dokunamıyorum, bakmaya bile doyamıyorum
Ben sabrederim, çekerim, özlerim ama ben özletmemeliyim
Her sabah uyanınca bir hevesle koşarım kahvaltı sofrasına,yoksun
Yumurta görsem , ekmeğe tereyağını sürsem hep aklıma gelirsin
Ne zaman bir mangal sohbetine gitsem hep aklımdasındır unutamam
Öğlen ararım seni beklerim akşam olmasını evde mutlaka yiyeceğim,
Görürüm çarşıda pazarda,vitrinlerin en güzel yerinde mutlu olurum
Saat 5 te başlar içim kıyılmaya,ekmek arası halinle aklıma gelirsin
Akşam evde hanımdan bir ton laf yerim aklımdasındır,yine yiyemem
Daha çocukken başlamış aşkım sana, çocukluktan aşk bu olsa gerek
Pazara gidince bağırmışım annemin elini sıkıp,”aaaa sucuk çıkmış”..
Seninle olan dostluğumuzun daha çok uzun yıllar sürmesini isterim
Sen Allah ın insanlara yapması için ilham ettiği en güzel yiyeceksin
Palyaçoya dalan çocuk zamanı tutmuş,
Şaşırmış bakışları yüzlerinde asılı kalmış
Bir sihir içinde sihir,büyünün içinde büyü
Gülücük pembe yanaklarında çiçek açmış
Şarkıları aynı, gözleri hep gökyüzünde,
Çıldırtan sonsuz karanlığın en koyu halinde bile ümit var
Karanlığında, aydınlığında içinde yaratandan bir iz var
Yağmurun yağdığından habersiz kaldırımda yürüyen ben
Buhranını sırtımda taşırım, aklımı kemiren canavarsa sen
Aşkın bu kadar düşman ettiğini bilmezdim hiç sevgilileri
Düşünmemiştim beynimdeki uyuşukluğun suçlusunu hiç
Silahını çekip vursaydın taşıtmasaydın bana bu yokluğunu
Her ağacın dalı benim darağacım, ucunda düğümlenmiş ip
Her köşesinde seni gördüğüm izbeler mezarım olacak bana
Kedi köpek dolaşacak, kimse bilmeyecek burada yatan kim
Ayaktayken ölümüme bir laf etmeden bırakıp gitmendir sebep
Bu kadar erken beklemiyordum, mezarımda bir o kadar derin
Toprağın ağırlığımı bu yoksa sen misin göğsüme baskı yapan
Kazdıkça üzerime kapandı benim için kurduğun çelik kapan.
Serseri hayatın içinde bir an oh molası yok mu?
Kalmadı mı artık annelerin bitmeyen , sonsuz sabrı
Her problemi çözen,kucağı cennet, mucize anneler,
Salya sümük ağlayan çocuğun limanıydı nemli gözler.
Şimdi kreşlerin duvarlarında çınlıyor anneye özlem
Bilgisayar ekranında masa üstü arka planı olmuş hayallerimiz,
Maaş günlerini takvimde işaretler, sayar zavallı kalemlerimiz.
Kısa yol düğmelerinin arasından görmeye çalıştığımız dünya.
Yılın sıcak günlerine sıkışmış kanunun verdiği sayılı rüya.
Gözler kan çanağı, internete doymuş, kanatlar gökyüzüne hasret,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!