Sen
bir öfke gibi hür
yıktın bütün dünyanı,
üçüncü şahısların inadı
bir humma gibi
dolup boşalırken içine
Gözlerinin küçük denizlerinde
girdaplar yap benim için
boğulayım
ama sende olayım.
İster fırtınalar kopar
Ne kadar güzelsin
Güneşle aşık atar
Yıldızlara göz kırparsın
Çıkma kırlara
Papatyalar solmasın.
Hep kötü gördüm seni,
Korku dolu, karanlık…
Karanlığına sığınan hırsızların
Umutlarını çalarken gördüm seni.
Hep huysuz gördüm seni,
Buğday basağında sarı
Senin kadar güzeldir ancak,
Ve anne sütü, senin gibi taze…
Dudaklarından kiraz toplamak hevesi
Her mayısta yerleşir aklıma
anlatamıyorum gittiğini
yüreğime...
gemiler gidiyor, geliyor
ıstırap taşıyor yokluğuna,
yokluğun dolup taşıyor
ağır geliyor yüreğime.
Gece uzun
Saatler ömür törpüsü,
Bir dakikadan diğerine
Yük trenleri gider,
/yavaş yavaş, dura dura
/umutları kıra kıra…
Kimse inanmayacak
düştüğüne içime
parmak uçlarımdan…
Harf harf inşa edilirken
adın parmaklarımda,
gözlerinin harç olduğuna
Karanlık depoları dolduran
buğdaylar
her biri yapayalnız,
ne kadar acı, kimbilir?
dokunmak binlerce türdeşine
ama görmemek hiçbirini…
Uçurtmasız çocuklarla
sensen haber yollayan
gelemeyeceğim diye,
kızmadım, bil.
Yolları rüzgarlar almıştır belki
yoktur,
Hocam müKemmel şiirleriniz var gerçekden...
sizi tebrik ediyorum ve paylaşım içinde cok tesekkür ediyorum...
basbelası öğrencinis :)