Yazardım, uyuturdum seni mısralarda
ben yatacak yer ararken.
Severdim, kıskanırdım da istemezdin
bana senden başka yol yokken.
Giderdin, dönmezdin bilirim
Yağmur yağıyor, kalbim yine sırılsıklam. Kurusun diye ellerine emanet ediyorum. Zihnimi toplayıp, ayracı arasına bırakıp, bir rafa kaldırıyorum. Bir gün bulup okuman dileğiyle...
Aslında bakıyorsun bana ama pek görmek istemiyorsun galiba. Halbuki kalbindeki o ufak anahtar deliğinden baksan göreceksin. Hem sen bu dertle hemhalsin tanırsın beni. İçimdeki tüm hisler sana gebe şu sıralar ve ne kadar sancılı olursa olsun sen diye çıkacaklar içimden biliyorum. Kalemden dökülen her kelam sen olma çabasında. Ama sen kaçaksın sevgilim aynı suça meyil edip kendinden daha da nefret etmekten korkacak kadar kaçaksın. Bu sebepten kaçıyorsun görüyorum. İnsanlık seni bu kadar köreltmişken birinin iyide olsa seni yontmasından çekiniyorsun.
Bu taşlı dikenli yolda sen ruhunu yorma..
Sen ne kadar kaçacaksan
Ben o kadar koşacağım..
Kafamı boşaltmak için sarabileceğim bir şeyler arıyorum. Korkumsa kendime saracak olma ihtimalim. Ne kadar ileri gidersem sarmaşık gibi sarıp beni boğacağını biliyorum. Sanırsam birçoğumuz bu sıralar aynı durumda görüyoruz kendimizi. Sadece anlatabilecek durumda olmadığımızı düşünüyoruz. Dökemiyoruz bazı şeyleri o masaya. Biri sanki güneşimizin önüne geçmesi için aya olta atıp önüne doğru çekiyormuş gibi bir his. O oltayı çektikçe Güneş tutuldukça, sana, güneşini karartmak için buradayım demesi kaçınılmaz. Mühim olansa oltayı atan eli kesip hayat çizginden çıkartmak. Bunu becerebilecek olanlarsa yalnızca, güneşin tutulmasına tutulmayıp ayı o noktaya getireni görebilenler olacak sanırsam..
Düşünceleri zihnine,
Duyguları kalbine,
Yazmaları eline,
Hayatın yükü mü?
O da beline işte...
Bardaktan boşanırcasına yağan sızıyı
Alıp başucuma koydum.
Yaşanacak yada yaşanmayacak her şeyi
Kalbimdeki bir mezarlığa gömdüm.
Ayakların ezberlediği bu yolu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!