ERGUVANLI mor KADIN
Kendisini Erguvanlı mor bir mevsim olarak düşleyen kadını düşlerken, ona ne giydirsem ki tereddüdünde önce turuncu; evet turuncu dediysem de vazgeçtim.
Turuncu şımarık, mavi gitgide çeliğimsi bir hal alan üşüyen ama yine de parıltısını kaybetmeyendi. Soğuk soğuk parlamasına üşütmesine izin veremezdim. Yeşil dedim. Iıh o da değildi, kadın gençti ve de yas tutmadığına göre siyah da olmazdı; ama siyah asildi, siyahla beyaz arasında kaldım ki yine mütereddittim.
Çok sessiz sakin ağzı var dili yok bir hatundu. Gerçek olmayıp düş olduğu içindi şirinliği. Henüz daha canına okuyacağımın farkında değilken onu her kalıba her renge boyayacağımdan, ama asla mora sadakatsizlik yapmayacağımdan habersiz mutlu gibiydi
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla