Erguvanlar çiçek döktü,
her biri birer umut olan.
Bu kadar tutunabildiler hayata,
bir Erguvan fırtınası bu.
Pembe renkleri saçıldı,
kaldırım taşlarına.
Bu kadardı ışığa tutunmaları,
döküldüler,
düştüler.
Düşebilecekleri son yerdi tabanları,
köklerinden ayrıldılar,
dallarından,
beki de günahlarından.
Belki bir başka bahar yine filizlenecekler…
Kokacaklar erguvan, erguvan…
Ya ben,
ben ne zaman, döküleyim?
Ya sen, hâlâ dökülmen bitmedi mi?
Hala renklerin pembe, pembemsi mi?
Ne zaman kararacaksın, görmüyor musun karardığını,
görmüyor musun öldüğümü,
sen ne zaman öleceksin, bende?
Hani benim için,
“Ölürüm, ölürüm yoluna” derdin ya,
yollar mı tükendi?
Beni mi tükettin, yoksa, sen mi tükendin, sesin çıkmıyor,
bana, ne söyleyeceksen, hadi, bu gece söyle, yoksa çok, çok geç olur ölmek için…
(İzmir—Çandarlı)
Mustafa Yılmaz 4Kayıt Tarihi : 7.4.2008 12:32:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)