Erguvan Bahçeleri Şiiri - Meryem Şahin

Meryem Şahin
229

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Erguvan Bahçeleri

Pembe renklerini bürünmüş süzülmekte, gündoğumundan ayışığına koşan vakitler…pembenin kendine has morumsu erguvan renklerini…sayısız ağaç dallarının arasından Boğaziçi bahçelerinde ellerinde bir dal erguvan, başına pembe yaşmaklar bürünmüş incecik dal misali kırılgan kadınlar gibi.

Büyüleyici güzellikleri ile cemal-i erguvana çevrilen şaşkın gözleri bir daha bir daha cazibe-i dairesine kuvvetle çekerek gözlerle birlikte, belki de daha bir önemle gönülleri de çekip çevirmekte, rüzgarın her esişinde nazlı nazlı dalgalanan bulut gibi çiçekleri ile oluşturdukları efsunlu bahçenin aralanmış kapısından içeriye çekip hapsetmekteler.

Hapsetmek denir mi bilmem bu kuvvetli çekim olayına; zira zoraki değil ama kaçınılmaz bir yaklaşımla üzerlerine konuveren gözbebekleri sermest-i cazip bu görüntü karşısında kendilerini alamayıp bağlanıverirler gördükleri manzaraya…
hapsetmek cebr kullanarak yapılagelen bir fiil olmasından dolayı bu ifade doğru olmamakla birlikte tesir bakımından aynı anlamda kullanılmasında bir beis olmasa gerektir.

Bu manzara karşısında gayri ihtiyari akışkan bir hale bürünen insan ruhu erguvan bahçelerinin mor hülyasına kendisini kaptırıverir, yahut gönüllü hapsoluverir yüreğini bunca iştiyakla çağıran o küçücük nazenin, mor çiçeklerin el salladığı erguvan ağaçlarına…

pembe doğar baharlar erguvan renkli sabahlara…
erguvani boyanır İstanbul semaları her bahar zamanında …
erguvan kokar Boğaziçi çiçeklerin en asil rayihasıyla…
kısacık ömrü de olsa bahar; mevsimler içinde müstesna yerini her zaman mahfuz tutar.

Karakışın ardından gelişinden midir ne; natürmort çalışan bir ressamın tuvalinde birden bir canlanış, eserlerin o donuk ölümsü hallerinde, önce bir göz kırpma, sonra gözkapaklarını sıkça açıp kapama, daha sonra kıpır kıpır bir canlanma hali meydana gelip te eşyaya tabiata şaşırtırcasına yaşamsal varlığın nüfuz edişi görülüverir.

Ömrünün kısalığına tezat Baharın hatıralarını uzun zaman hafızalarda canlı tutan, ölümcül görüntüye girmiş varlıkların bir nefha üflenmişcesine silkinip, canlanması…yaşamsal nüvenin, gündoğumu ile ayışığı arasında kalan o sınırlı zamanlarda gizli olmasından mıdır acaba? ..
mevsimler arasına ne kadar yakışırsa bahar; bahar mevsimine de o kadar yakışır erguvan…

İstanbul ve erguvan…
bu mevsimde İstanbul çiçek açar bir ağacın dalları gibi…
Boğaziçi bahçeleri İstanbul’un çiçek demeti…
çiçekler erguvan renkli…
masmavi denizin köpüklü suları dalga dalga yükselme sevdasında…
her bir damla erguvan çiçeklerinden bir pembe rüyaya küçücük buse kondurmanın arzusunda…

rüyalar bile erguvan renkli görülür bahar aylarında istanbul’da…
şiirler erguvani mürekkeple yazılır gönül sayfalarına…
şarkılar erguvan notaların şekillerine yüklenip terennüm edilir dilden dile…
“havzın suyu erguvane dön”er Haşim’in dizelerinde…
gün el sallayıp gider erguvan bahçelerinde mor – pembe çiçeklere…
gece kokularına büründüğü erguvan çiçeklerini uyutur taa fecre kadar göğsünün bir yerinde…

ve bahar yaşanır İstanbul’un Boğaziçi’nde…
Boğaziçi yalılarının füsunkar bahçelerinde…
belki cami avlusunda bir bankın üstüne uzanan kahverengi dalların üzerinde…
çamlıca’da, Ortaköy’de, Beylerbeyi’nde…
bir bahar yaşanır ömrü oldukça bu toprakların üstünde…
Ve daha kimbilir hangi köşede, hangi erguvan açacak bahçede…

Meryem Şahin
Kayıt Tarihi : 16.4.2007 20:41:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Meryem Şahin