Ah İsatanbul,
Kimi zaman yalnızsın, kimi zamanda kalabalık
Anlaşılmaz bir türlü halin
Ne yazın belli nede kışın, İstanbul
Ah İstanbul, geceleri sessiz sakin
Bu sabah her zamankinde daha farklıydı
Ne sabah kalkıp giyinmek nede minübüse binip
Sekiz onbeş vapuruna yetişmek istiyordum
İskeleye geldiğimde saat sekiz ondu
Fark etmezdi artık sekiz yada sekizbuçuk
Herzaman ki gibi yine vapurun arka tarafındaydım
Benim hayellerim vardı
Düşlerimdi yalnızlığımı kapatan
Her uyanışımda gece yi düşünürdüm
Düşler gerçek olacakmı diye
Benim hayellerim sen süslerdin
Sivas yolları uzun ve taşlı
Kızıldağ karlı ve yağışlı
Sevdiğim nazlı yarim, uzun siyah saçlı
Sevme gönül sevme sende yanarsın
Gönül kapılmış sele
Geceleri düşlerimdesin,
Ne hayellerim nede düşüncelerimsin
Gerçekmisin bilmem ki nesin
sen ağlama
Gözyaşların kirletmesin
yüreğini; berak temiz duyguların
sakla birgün nasıl olsa döneceğim sana
sen ağlama;
Irmaklar, Nehirler, Denizler ağlasın
Aglama gözlerim dalıpta gidiyorsun geçmişe
Düşünüyorsun tüm acılarını silinmiş bir mazi
Geride kalan, kırık bir kalp, incilmiş bir gurur
İstesende birleşmez körelmiş duygular.
Ben beni ardıgın yerdeyim
Ben hep ordayım orada ağlayan gözlerle
Ayrılık yolunu şaşırdı sanki
Geceler sabah olmak blimiyor
gözler çökmüş,
Ellerin sevmek bilmiyor sanki
Sonbahar akşamı yaprak dökülür
Hani çiçekler açıpda bahar gelecekti
Ayrılıklar her seferinde benimi bulacaktı
Ben yine boyun bükük baharı bekledim
Ayrılık olmasın diye,
Sen ve ben yaşamalı dertleri silip
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!