Dağ Gibi Adam
İzahından sual olunmazdı kederi
Tam yirmi yıl
Kahvehanedeki taburesi onu bekledi
Hasretlik ne vakit bir rüzgâr olsa
Ey gecenin en esrik rengi
Beni sesiyle yeniden doğuran imge
Bilsen ki nasıl hatırlanır berraklığı nehirlerin
Bir bıraksalar bizi, gökyüzüne dokunacağız
Güneşler değecek kalbimize
Gözlerimizde savaş sürgünü çocukların gülüşü
Kapanan kapıların boşluğu
Bıçak ağızlarından keskinleştiğinde
Girer gibi olur penceremden
Kara kaplı gecenin sureti
Unutulan dünyanın kadehleri
Dudağımın yalancı yâri
Doğdum kısık sesli adamların ülkesinde
Bir ölümün acısıyla eşdeğerdi ilk soluğum
Göğsümde memleket kadar bir çukur
Biriktirdim dünyanın bütün gözyaşlarını
Bırakmadım kimseye
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!