Gövdende çiçeklenip akmaya başlayan zaman,
Ellerinde hayata merhaba diyen ardıç kuşu
Koşup ardı sıra dağları selamlayan rahvan atlar
Takibi yakın saçlarından akan güneşe selam duran;
mavi bahçeler, imtiyazlı kavgalar,
seçkin adamlar, zarif kadınlar
Buz gibiyim
Hayat bir türlü gülmüyor yüzüme
Bir kara hüznün kökünde can buluyor gövdem
Gözlerimde gün yorgunu akşamlar
Bir kara bir kara...
Ağzımda sözcüklerin hep aynı karanlık telaşı var
Sen geldin düştü kalesi yalnızlığın
Yağmur gözlerinde çiçekli bakışların damlası
Uzak iklimlerde bir yusufcuk duası
Bir bahçe kalabalığı şimdi
Gövdemin tüm münzevi coğrafyası
Sen geldin düştü kalesi yalnızlığın.
Ben seni geçirerek bir dünya yalnızlığından
Saçlarında kapı eşiklerinin kalabalık begonvilleri
Bir bulut türküsü ağzının yağmurlu ıslaklığında
Sevinirdi bir şair çocuk gülüşünü her araladığında.
Ben seni geçirerek gamzeli yürüyüş bahçesinden
Dünyanın aşkla atan kalbi
Tabiatın dilinde sevginin ilk harfi
Portakal çiçekli rayiha süsü
Ağzında kurumuş gül kokusu
Benden sonra güneşi al
Soğuyan avuçlarına
Öperken iki güvercinin havalandığı
Ellerin, savunmasız kalmasın öyle
Aklına eylülü perşembeleri oturt
Mihman ol içten söylenen türkü ezgilerine
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!