Ağlayarak varoldum yaradanın adıyla
Rahminde tasıyana tecellisi rahmetin
Susturdu avazımı beyaz avuntusuyla
Müptelası olmuştum bu esrarlı gölgenin
Tutundum avucunun sonsuz sıcaklığına
Her yer kalabalık, her lahza muttasıl ışık
İyi, kötü, güzel, çirkin ortaya karışık
Yükseliyor binalar ile ezgisiz sesler
Leş kargası misali ruhumuzu didikler
Gözlerim izhar eder ruhumun yangınını
Kuşlar ötüşmez olur terkeder ormanını
Okyanuslar tutuşur seni gördüğüm zaman
Geçtiğinde üstüme devriliyor asuman
Salınarak yürüme, savurma saçlarını
Çevirme üzerime şehla bakışlarını
Kıvrım kıvrım yükselen gri duman
Tik tak, tik tak...çatırdayan bir zaman
Boşluklar döşeli, kasvetli mekan
Konuşmadan sorgulayan bir lisan
Düşünüpte konuşmayan bir insan
Başında hafıza, içinde nisyan
Daraltma yüreğini öyle, Hak mücessemdir
Yeterki sen uzat O, mazluma el verendir
Kılma nefis putunu o alnına secdegâh
Vermişken ol Zü'l Celâl emrine şu mihrimah
Yağmur ve rüzgâr
Çiçek ve bahar
Ölü ve mezar
Oruç ve iftar
Bayrak ve vatan
Cami ve Sinan
İçim üşür sevdiklerim yanımda yokken
Soğuk daha bir soğuk
Sesler daha bir boğuk
Renkler daha bir soluk görünüyor yalnızken
Vazgeçtim
Yakmaktan kendimi
Geceyarısı yangınlarını
Başlatan kıvılcımdan
Bakışlarından değil
Bakışlarımdan vazgeçtim
Yürek neden ürperir bir çift esrarlı gözden
Nasılda zihnimizi bulandırır bakışlar
Dudaklardan dökülen iki çift tatlı sözden
Doğuyor mefkurene en hulyalı nakışlar
Hangi meçhul sazlığa çeker seni nilüfer




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!