Elimde değil ki
Doğup, doğmamak
Mademki geldim dünyaya
Benim de hakkım değilmi
İnsanca yaşamak
Berbat,
biri oldum bu günlerde
ben anne
Kızıyorlar,
neden gülmüyorsun diyorlar birileri
İç taharnayı,yi hamıraşını karnın doysun
Maniyi dambaştan oku da alem duysun
Irşadlara da mı bakıyon, a yarim
Narabbim sündürmen kopsun
Oy ürkek bakışlım
Ceylan gözlüm
Çiçekler açtırdı yuvamızda
Baharla gelişin
Çok beklemiştik seni çok
Aldığım en güzel haberdi
I-
Kartal olsam süzülsem gökyüzünde
kanat çırpsam özgürce
Türkmen dağının eteğinde
kimbilir kaçkez gezdim,
kaçkez seyrettim Kırkayı
Odamın karanlığında
Üzerime çökmüş
Ayrılığın acısı
Kan damlar yüreğime
Hep mi kül rengidir,
Hep mi menekşe kokuludur
Evet bir Anadolu hikayesidir ANGARYA ve İMECE çalışmaları.Eşsiz bir ulusal bağımsızlık mücadelesinden zaferle ayrılmış Anadolum.Ama Anadolum yorgun, Anadolum fakir.
Ancak şuyum yok, buyum yok demek ayıp sayılırmış herşeye rağmen.Eldekiyle, avuçtakiyle yetinirmiş mağrur ve memleketsever insanım....Öte yandan yeni Cumhuriyette bir kalkınma hamlesi ve gayreti içerisindeymiş.Ama ne yazık ki kasa tamtakır, delikli kuruşa muhtaç.Çözüm olarak herkes, YOL VERGİSİ adı altında ülkenin yol, kanal vb. altyapı hizmetlerinde kullanılmak üzere bir miktar para verme yükümlülüğüne tabi tutulmuş.
Ama dedim ya karnını zor doyuruyor Anadolu insanım.Nereden verecek vergisini.Böylece birçok insan,fakir köylülerimiz yol vergisini bedenen çalışarak ödemişler.Hatta fazlasıyla çalışanlar 3-5 kuruş harçlık bile kazanmış.Dağları, kayaları, ormanları aşmışlar.Zorumuş be dostlar, çok zorumuş.İşte benim köyümden de (Kırka/Eskişehir) birçok dedemiz gençlik yıllarında bu yol çalışmalarına katılmak zorunda kalmış adına da "ANGARYA" çalışma demişler.Kırka-Eskişehir yolunun yapımında çalışmışlar.İçlerinde bekarı da varmış, evlisi de.Hatta yeni evliler de gitmek zorunda kalmış.Meşe ve gürgen dallarını yorgan yapmışlar soğuk havalarda.Ağaç bitleri (gımıli) sarmış üstlerini başlarını.
Fedekarlık ise yine benim cefakar, vefakar ve kahraman Adadolu kadınıma düşmüş, ninelerimize düşmüş.Kimi kocasını beklemiş, kimi yavuklusunu...Türküyü de yakmışlar tabiiki.Saygılarımla....
Heran baharla
geçmez günler
Fırtınalar
kışlar da yaşanır
Uyarın
uyarın sersemi
Ben bir madenciyim,
Kazma kürek,
Bir dilim ekmek
Haram katmadım hiç aşa
Kazıyorum, kazıyorum...
Karartma geceleri gibi özlemin
Dudaklar suskun, sokaklar boş, sokağa çıkmak yasak
Kurşun yemiş sanki bedenim
Uçuşur gibi havada, mavzer kurşunları
Çarpışıyor mertçe özlemin başkaldırışları
Teslimiyet değil, bomba olup patlayan gözümden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!