Gucağına almış Şadırvan dağı,
Etraf bahça, incir ve üzüm bağı,
Bir gece mehtapta seyret de göğü,
Bayrağı Sema’da, bu köylülerin.
Kervan yolu, Hanönü mezarlığı,
İlim, sanat, ticaret nazarlığı,
İnsanları çok sever bazarlığı,
Ticaret ortak ruh, bu köylülerin.
Köy, Şadırvan dağı eteklerinde,
İnsanlar pek yatmaz, yataklarında,
Her meslek bilezik, bileklerinde,
On barmağı hünerli, bu köylülerin.
Aşıklar sözüne sözler eklerler,
Çiftciler çardakta ürün beklerler,
Buğday, arpa, yulaf, darı ekerler,
Urumdan buğdayı, bu köylülerin.
Gışa gatık için yaparlar “yarma”,
Bekmezi incirle, yap “incirgarma”,
Derim ki; kafanı hiç boşa yorma,
En doğal gıdalar, bu köylülerin.
Üzüm, incir, tahıl, muhtelif mahsül,
Önde gelir maneviyat ve tahsil,
Ben yazayım yazı, sen istersen sil,
Abartı, yalan yok, bu köylülerin.
Yağmur bulutları İrmik başından,
Garnını doyurur filis aşından,
Gurbete gederler ekmek peşinden,
Hayatı çok zordur, bu köylülerin.
Tevekten bağımız, üzüm keseriz,
Şıranada sıkar, şıra yaparız,
Toprak döker, süzer, bekmez yaparız.
Meşhurdur bekmezi, bu köylülerin.
Yemen savaşında nice er, yiğit,
Gitti de dönmedi, yakdık bir ağıt,
Yetmiyor kalemler, bitmiyor beyit,
Söz; “Vatan Sağ Olsun; bu köylülerin.
Prof.Dr. Hasan Özçelik
(29.08.2018, Isparta)
Kayıt Tarihi : 29.8.2018 19:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!