Suretten sîret döküp, yürürken nâr yangını
Tende kir ayrılırsa döker cidâr rengini
Nâr-ı yansın, can yansın duman duman bir beden
İstikâmeti belli sırdır seninle giden
Neden bu fâni dünya bizâr, ayaklarından?
Bıktı bu dünya artık hain dayaklarından
Fukaradır nabızın,soluğun bir kuş gibi
Nâsipsiz gidiyorsun kök salmış yokuş gibi
Rahmet şarkısı akar sulardan, gecelerden
Bilemezsin ne düşer hayırlı hecelerden?
Daralıyorsun tutam tutam âh fâni insan
Yaralıyorsun O'nu, başı eğip uslansan
Yalanı bırak artık, anlat ki anlayalım
Fecre kadar râm olan şafağı tanlayalım
Zaman gemini sıkı tut koptu ha kopacak
Allah'ın adaleti dengesini yapacak
Kimbilir kaç sükûtla seni beklemekteyim
Erenlerin gönlünde hırkalar dikmekteyim
O hırka ki,her ilmek biraz da zahmet demek
Mutlak Kudret'e kutlu olsun sunduğun emek
İhsanın mimarına hâmd-ı senâ edelim
Yaradana yürürken aşk izini güdelim
Ne darım ne bolumdur Yunus yolu varımdır
Hacı Bektaş gözüyle aşkın yolu kârımdır
Yesevi Ocağında pişer ekmeğim aşım
Veysel'in sazındadır damla damla göz yaşım
Varıp verem hırkayı doğrudur özü sözü
Doğru değilsen n'apsın hırkanın tersi yüzü
Kayıt Tarihi : 3.1.2015 19:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)