Bir gönüle girmek nede kolay
Oysa orda kalmak zor bir olay
Sanma sözlerim atılır boşa
Zor sanılan imkânsızdır oysa
Şu sır deryasından sırrın mı var?
Üç bin yıl yürüdün nasırın mı var?
İpek bohçada na’sırın mı var?
Yere serilen hasırın mı var?
Aşk badesini içtim de geldim
Ben kaç mısırdan geçtim de geldim
El mi uzattım gönül mü verdim?
Sır bahçesinden sırlar dermişim.
Bil ki kale “sur’un” yıkarım
Sonra yüzüne nasıl bakarım?
Sır tarla mümbit ovaya benzer
Sanma bu sen hep sana benzer.
Erenler dergâhta bulgur aşı var
Şu gözün üstünde hilal kaşı var
Düşün, senin senle ne savaşın var?
Oysa sözlerimden gözde yaşın var
Kaptırma kendini gözünde yaş’a
Haydi, seviş durma; boş ver savaşa
Akıbet doğrular hep gelir başa
Bırak hikmet aksın kavim kardeşe.
Eren konmuş ya ezelde ismim
Ortada geziyor aciz cismim
Anılarında varsa bir resmim
Hatıra diye bakın bir ara
Gücünüz varsa atın kenara.
Kayıt Tarihi : 2.8.2008 22:48:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

sahi sen niye bu kadar kızdın bana ?
: ) çok üzülmedim.
hayra yordum .
Seni çok sevdim .
geçmişi değiştiriverir ..
(yapmadığı iş değil : )....
haberiniz olsun ... !
çıkabilirsen...
herkezin gözü aydın... : )
benden kimseye zarar gelmez.
Zarara uğrayanlar ,
kendi buldukları...
(Ekerkene...) !
herkezler konuşuyor..
bakalım öyle mi.. ? doğru değil mi
burada saat 22:22 .
zamanda ileri geri hareket.. ; )
(içinde oynaşabilirsin) hareket kabiliyeti kazandıran bir fonksiyon ..
işin teknik ve pratik boyutlarını
kendileri idrak etmedikleri sürece.. kulaktan duyma...
... ama essah.. :)
TÜM YORUMLAR (19)