Hep “Kanayan Yaramız”deriz ama
Gözlerimiz, görülen zulme âmâ.
Ne bir ilaç oluruz, ne de yama…
Söyle: Ne zaman dururuz kıyama?
Çocuk bakar alnındaki silaha,
Zaman akıyor durmaksızın.
Hakkından gelir hemen arsızın.
Belli mi, ne olacak ansızın?
Durmuyor akrep, durmuyor yelkovan…
Düşersin elbet zamanın eline.
Kazanmak için bir ekmek parası,
Bak yüzlerine, hep kömür karası.
Kapanmaz ki gönüllerde yarası,
Soma'da yangın var! Yandı yürekler!
Ateş düştü, gün batarken Salı'ya,
Gönlüme düşen
bir kıvılcımdın Sen…
Bir anda harlanıp,
Nemrut’un ateşi misali
gürleyen…
Karanlık her vakit sırdaş insana,
Hele bir dert yan, döker içini sana.
Derman bulur belki derdine, tasana.
Karanlık sırdaştır, aydınlığa inat!
Ne sırlar gizlidir onun karasında,
Şehit kanıyla yücelince toprak,
Yeri gökyüzüdür; adı bayrak.
Dökülse de yiğitler yaprak yaprak,
Eğilmez vatan, eğilmez bayrak!
Yıldızda gizli kaderin yazgısı,
Sessizlik çökünce yine geceye…
Gönlünü sun, ümitle O’na yalvar!
Alnını koyunca sonra secdeye…
Sonsuza uzanan, bir O’na yol var!
Kalkınca teheccüt için kıyama,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!