Eşim,
Anlatmaya kelimeler kifayetsiz,
Geçtim...
Ebrucan'ım,sessiz,
Evimin ilk neşesi,
Rabbimin hediyesi.
AK KEME ( Beyaz Yelkenli Tekne )
Issık Göl’ün kıyısında bir çocuk,
Yelkenli bir gemi çizerdi kumlara,
Ak Keme koymuştu adını,
Birgün gelecek diye bakardı sulara.
Ruhum seni arzular,bedenim dünya der,
Bir adım atsam Sana,onu da nefsim yer.
Bir adım ileri, bin adım geri,araftayım Allah'ım.
Kaybettiğim özümü n'olur bana geri ver.
Araftayım Allah'ım belki duam ulaşmaz sana,
Kapılar kapalı,yollar hep çıkmaza.
Kavuşma yok bize,
Sonsuz bir ayrılık yazılmış alnımıza.
Gerek yok fazla söze;
Mecnun olsam, yollar varmaz Leyla'ya.
Gözlerin,ah o gözlerin,
Hâlâ ilk günkü gibi,
İçinde kaybolan beni,
Bulduğum cennetim.
Kalbin…
Ey yâr-ı bî-vefâ, dil-hâne-i gamda bıraktın sen,
Âh ile yanar gönül, şem‘-i perîşânamda bıraktın sen.
Sîne çâk çâk oldu firâkınla ey meh-i tâbân,
Sevda dedikleri şey,
Bir kavuşma değil,
Derin vedadır aslında,
Gittin ya,gözlerinde kalan beni,
Toplayamadım bir daha.
Karanlık, içime çöken ebedî zindan,
Ne dua yetişir ne de bir ferman.
Vuslat hayâl oldu, umut mezar taşında,
“Yaz ey kalem...
Yaz ki, uçsuz bucaksız göklerde serbest iken,
bir kafese mahkûm olmuş ruhumun hâlini bilsinler.
Ellerimizi açıp göge,yemin etmiştik ilk gece,
Beraber gülüp ölelim diye...
Ne sen güldün ne ben öldüm sevğilim.
Bir gülüş versin diye dudağına,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!