Yakmışsın etrafı binlerce yıl hiç usanmadan
Şimdiyse verdiğin serinlikle yaşatırsın çevreni
Cümle tabiat, hayvanlar ve insanoğlundan
Sanki geçmişten özür diler gibi
Türlü medeniyetler barınmış koca bağrında
Efsanelere şahitlik etmiş yaşlı belleğin
 
Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili. O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır. Gelir  ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur. Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar. Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular yoktur. Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili. İnsan bir başka ışığa teslim olur...  
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...
Devamını Oku
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...




'Ebediyete kadar kalacak bir sensin baki'
sevgili hemsehrim sizi güzel siirinizden dolayi kutluyorum...
sevgilerimle
Derdim Vardır Duy Erciyes Kayseri
Mektup yazdım,fakslar yazdım olmadı
Muhatabı merhemini sunmadı
Adres verdi,insiyatif almadı
Derdim vardır duy Erciyes Kayseri
Cumhur reis,rektör,dekan gezdirdin
Cadde cadde,sokak sokak bezdirdin
Adam olmayana beni ezdirdin
Derdim vardır duy Erciyes,Kayseri
Unutulmaz Osman derdim odağı
Kendin sanır san ki ilmin menbağı
Seven çıkmaz öğrenciden bir kaçı
Derdim vardır duy Erciyes,Kayseri
Öğrenci geçmezse zevk mi alıyor
İlkesiyle muhannetlik kusuyor
Vallahi herkese yazık oluyor
Derdim vardır duy Erciyes,Kayseri
Hasta olmuş öğrenciler hep hasta
Psikoloji bozuk olmuş bu yaşta
PAMUK VARMIŞ SORUMLUDA KULAKDA
Derdim vardır duy Erciyes Kayseri
Evlat hasta ise rahat olunmaz
Bilmem ki yasak mı çare bulunmaz
DEMOKRASİ ÇARE DERLER ARANMAZ
Derdim vardır duy Erciyes,Kayseri
Darp olmuş,dövülmüş hoca olur mu?
Vezir olsa o makamda durur mu
Lal olan dillerde merhem olur mu?
Derdim vardır duy Erciyes Kayseri
Ses verdim sesime destek çıkmadı
Bağırdım çağırdım duyan olmadı
Halimi anlattım kitap almadı
Derdim vardır duy Erciyes,Kayseri
Hemi müslümanım hem ide türküm
Gözyaşıyla yazılmıştır bu türküm
Yardım ette şifa olsun şu yüküm
Derdim vardır duy Erciyes,Kayseri
Dağlar ki yiğittir, merttir bilirdik
Garibe,dertliye yoldaş bilirdik
Mazlumu salkıyan mekan bilirdik
Derdim vardır duy Erciyes Kayseri
Turnalarla ahbaplığı seven sen
Gurbet elden selamları savan sen
Vefa adlı meclislerde vardın sen
Derdim vardır duy Erciyes Kayseri
Boşa mı yazdırdın bunca satırı
Ferhat duysa idi delerdi dağı
Onda Şirin biz de evlat hatırı
Derdim vardır duy Erciyes,Kayseri
Çare zor değil,bir sözde gizli
Binlerce öğrenci vebali gizli
Billahi yatırmaz rahat sizleri
Yeter artık duy Erciyes,Kayseri
12.Eylül.2008
Yaşar Akbaş
Benimki de başka türlü övğü oldu
Erciyesim benim anadolunun beyaz gelini. Yüreğinize sağlık
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta