17 Mayıs 1991’de İstanbul’da doğdu. Lise eğitimini “Muhasebe ve Finansman” dalında tamamladıktan sonra İstanbul Üniversitesi’nde “Sanat Tarihi” bölümüne başladı ve çeşitli nedenlerle eğitimini yarıda bıraktı. On yedi yaşından beri şiir, öykü, kısa film senaryosu yazmakta olup şiire, babasına hediye edilen Halk Ozanı Âşık Hüdai’nin,“Eski masa arkadaşım İsmail Şimşek’e dosta muhabetle” imzalı (15/9/1988) “Bütün Evren Semah Döner” şiir kitabından etkilenmesiyle başladı. İlk şiir kitabı “Ölüler Toprak ve Güneş” Düşülke Yayınları’ndan yayınlandı.
Balık denizde güzeldir
Kuşlar gökyüzünde
Ağaç kökleri toprakta
Nasıl sevmeden ölür insan
Balığı kuşları ağaçları
İnsan olmanın bilincine vardığında
Bir iğne deliğine
Sıkışıp kalmış zaman
Ben bir buğday tanesinin
Ve yoksul bir rüzgarın
Saçlarını okşadığı
Kendine şair sanan
Bir garip hırkası bir de şalı
Ne güzeldir aşkın badesi balı
Hu der dostun bahçesinde
Hakikatten haber eden arı
Bülbül gibi şakır bal yapan arı
Ummana düşşe ne fayda
Yakmış aşkın narı dostu
Hu dost bize ateş ne fayda
Düşmüşüz ateşin bağrına
Bağrımızdır hakikat bahçesi
Kanatsız bir kelebek
Gökyüzünde simsiyah bir ahenk
Döner şimdi zaman geriye
Yalnızca acı sesler mi kaldı
Fi tarihinden bize
Karardı şimdi her yer
avucumdaki ipek böcekleri
tenimi sarmaya başladıkça
boşluklara eğimli kapıları çaldım
ben ki tanrıların gözündeki kahkahaydım
sonra daha büyük kahkahalara daldım
zengin uyaklarla süslediğim
Yüreğimde bavul dolusu hırçın bir keder
Itır çiçekleri yeşil bir yangın içinde
Ormanlar da tutuşur dönüşür yeniden ölüme
Bir korku geceyi emzirir kendine sarılıp
Boynunu öptüğüm çiçekler ağlar
Uzanıp sarılırım yeniden duvardaki gölgeme
Varolmamış bir nesneydim
Kendi suyuyla kendini yıkayan
Bir ırmağın akıntısına karışıp
Bütün kutsalları yıkıp kaybolan
Geriye yalnızca tapınaklar kaldı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!