.................................................. -Elhamdü-Lillahi-Rabbil-Alemiyn-...................................................
........................................ -Hamd,Âlemlerin Rabbi olan Allah'a Mahsustur-...................................
..........Esselâm.................................................................................................................01/12/2006
Efendim,72' senesi kışında doğmuşuz anamızdan...Gerçi anam arada -'Oğul bahardı! ' dese de kutlar bizim uşaklar Aralığın tam 1'inde....
Aslında yazdığımız şiir (zarta) sayısı pek çoktur...Yani bizde en az siz kadar 'vebâl' sahibiyiz...Eski vakitlerde kayıt tutma alışkanlığımız Allah'tan pek olmadı...Olup da bulduklarımızın ekserisini ise hamdolsun imha ettik...(Şiirlerimizi(zartalarımızı) yazdığımız, gençlikten kalma bir-kaç defterimiz vardı, 'yırtacaktık' lâkin 'bulamadık' kayıp uzun zamandır.(Hanımın sakladıklarına hâlâ ulaşamadım,arıyorum.) ..Ama ne yaparsın 'bir ümit' devam aramaya...Mâlumunuz insan gençken ne yazar ne çizer pek belli olmaz, bir görmek gerekir değil mi Efendim?) ...
Efendim...Bu arada bendeniz; -resmi-gayriresmi-özel-tüzel-kurum-kuruluş-tarikat-parti,dernek-lokal-kahve-platform-loca veya beşeri hiç bir grup üyesi olmayıp (vergi dairesi,esnaf odası ve buralardaki şiir grupları hariç) :-şalvarsız,hafifinden bıyıklı,sakalsız, yeşilimsi gözlü,pantolon giyen,evde 5-10 renk kravatı her daim bulunan,Anadolu müslümanı ırkından,laz olmayan tarafından Karadeniz'li, mobilyacı esnafı,Rabbini seven ve ondan korktuğunu iddaa eden ve sırf O'nun rızâsı için şu sahifelere bir şeycikler karalamaya çalışan; aklı ermez dili dönmez,câhil, âcz ve nefs ehli kendi hâlinde gârip bir Allah kuluyum...
.
-ŞİÎR! ....Nedir şiir? .. Bizce şiir duygudur...Sadece duygu...Ölçeği belli olan insanın 1 ölçekken 1000 ölçek çektiği yerdir Şiir Meydanı...
Yutkunarak konuşmaktır şiir,mânâdâki mîsal..Bazen hezeyânın,bazen hülyânın dışa vurumudur şiir...Uçmanın,gözü açık uyumanın,tepe aşağı çakılmaya atmayışın heyacânıdır şiir...
Düşündürmüyor,okuyana bir şey katkıyor ya da hatırlatmıyorsa o bir şiir değildir,sadece şiir nâmı hesabına yazılmış bir zırvadır...Nâçizane fikrimiz; dile ve göze değil akla hitâp etmelidir şiir...
Bazen kuruntu,bazense hikmet'tir şiir...Hülâsâ şiir; hem çok şeydir, hem de hiç bir şey....
(Efendim; bu arada kafanızın karışmaması için kesin olarak belirtmem gerekir ki,
bendeniz kendimce; manası olmayan şiire:'ANLIK DUYGU ZARTASI,
az ya da çok mana taşıyanına ise:ANLIK KORKU ZARTASI derim...
ŞÂİR'e 'ŞÂİR',şâir olmayıp da şâirim ayağına geçinene ve bu hal üzere yazana ise 'VE-SAİR' derim...
ŞÂİR olmadığım için; yazdıklarıma ZARTA*,kendime de 'ZARTABOZ' der geçerim...
Ki,çokçası durumumuzda konumumuzda aynen öyledir zaten...Hatta tamamen...
Hâsılı özetlersek,bendeniz; 'zarta yazan zartaboz bir vesâir'im... aynen ve bizzat,buradaki 'genel' çoğunluk gibi; tabii ki...)
(*Zarta; arapça kökenli bir kelime olup; Türkçemizdeki karşılığı:boş söz,boş konuşma,kifayetsiz söylem,bilmeden sallama vb. demektir...
Zartanın 2. ve dâhi 3.manaları olarak yapılan atıflar ve anlatılan (nasîbetsiz-argo-sapıtık) fıkralar ise Nasrettin Hoca Merhûma karşı atılmış amansız 1 iftirâdır...)
'Bizim yazdığımız zartalar; ilk evvela çoğunlukla güldürür.Akabinde düşündürür.Ve,nitekim; süründürür...O da belki,yâni...' düsturunca şemal bulur.
Zarta,mevcut şiir yazım tekniklerine-kuram ve kurallarına artı okunuş biçimlerine çokçası benzemeyen yeni 1 türdür...
Sıklıkla 8-11 veya 14 hece ölçütü kullanılsa da, bazen denenmemiş hece teknikleri de denenir zarta denemelerinde...
Hîtaplar-sorular ve cevaplar zartanın olmazlarıdır....
Zartaların altına dipnotlar konmaz.(Sebebi araştırmaya-öğrenmeye meylettirmektir.)
Zartalarda sayılar rakamsal olarak yazılır.Sebebi ise,1 konuyu daha da-daha da iyi izah edebilme adına sayıların gizemini ve gücünü kullanmaktır...
Zarta,çoğunca 'konunun hakkı'nı vermeden bit(e) mez,evvela ve sadece dâim ilk bunu gözetir...Ve,bunu yâni başlanmış konunun hakkını verememe vebâli hasebiyle zartalar uzun ya da kısa 'seriler' olarak yazılırlar...)
(ZARTA:İroni ile gerçeklerin aynı mahalde ve orta yerde buluşturulup,aklında,orada kıskıvrak tutulup kaçamamasının ve patlatılmasının adıdır...Zarta; mistik ve uhrevi ve de ironik yeni 1 şiir yazım tekniğidir...)
(Bu arada bilebildiğimiz tarafından şiiri târife devam ediyoruz)
-Ve tuzaktır mutlak şiir; ki çok sever şeytan şiir pazarlarını... Ve her durakta ineni de bilir bineni de...
Bilâhire isâbet ettiremeyeni çeker alır içine yuvarlar şiir,üst baş perişân eder...Fikri bile,itikâdı bile bozabilir şiir,az görmeyin şâkî bile edebilir insanı şiir...
Velhasıl bedbâht eder şiir boş olanı..İhyâ eder bazen şükür ile bakanı ve aradığını bulanı...
-Peki buralardasın kardeş,ne iş,ne işin var buralarda? -Ne şiiri,neyin şiiri bu yazdıkların? ...derseniz;
-1 dostumuzu arar İken girmiş bulunduk,çıkamadık...hem rızâ nerededir; bilen mi var? ...onu aramaktayız! deriz...
Ve en azından yanlız gitmeyelim diye düşünüyor,atıp tutuyoruz işte az çok 1 şeycikler şu kıt aklımızla! .. deyiveririz...Fazlasını sormaya da pek hacet de bırakmayız... Sonunda daha mühim bir işimiz muhakkâk çıkar ve çekip gideriz zaten...
Eveeeet...Gördüğünüz üzere yiyip içen,boş kelam eden tipik bir Dünyâlı'yız işte...Vakit az,dünya şehvetli ve de şerbetlidir...Kusurumuz pek çoktur ve dâhi özrümüz ise kabahatimizden bile büyük...
Cenâb-ı Mevlâ,sizi-bizi-hepimizi; râzı olduğu kullarından eğlesin inşâallah...Âmin
.
-Efendim,şiirle ilgili illâki söylenmesi gereken en önemli uyarılardan biri belki de en önemlisi; 'VEBÂL'dir.
(Gerçi biraz evveli birazcık değinmiştik ama önemine binâen devam edelim mevzuya) ...
-Sırf yazmış olmak için yazılan ŞİİR; sahibine yani ŞÂİRE 'çok büyük' bir vebâl yükler...
Her yaptığımız gibi, yazdıklarımızda 'KAYIT' altına alınmaktadır.
Aklı olan bu vebâlden kaçar,yazdıklarını kontrol edip 'RIZÂ'YA MÂNİ' olabilecek kelime ve kavramları düzeltir,'gerekiyorsa siler' ve; TEVBE*sini çeker; ve bir daha daima 'AKILLI' hareket eder; ki, o tuzaklara daha düşmez; 'dâhi' düşmek istemez*..
(*Şimdi tüm bunları,durduk yere buraya niye mi yazdık? .. Anlatalım Efendim...-Ben, evveli o neviiden vebâlli yüzlerce belki binlerce şiir yazmış eski bir aşk şâiriydim...Bilmediklerimizi öğrendiğimiz vakit, tevbemizi çektik; ve bundan dolayı da hiç bir zarara uğramadık...Pek tabiî ki; tüm kanaât ve beyânlarımız evvelâ ve sadece bizi bağlar.)
Bizim akıllı olan şâire 1 sözümüz zaten yoktur ve olamaz da... Sözümüz 'Allah'tan korkan' yazıcılaradır...
Allah-ü Teâlâ Celle Celalûh Hazretleri,hepimizi; Müslümanlar olarak (yaşatsın-kabz'etsin-haşr'etsin-hesaba çeksin-aff'etsin-lutf'etsin) mükafatlandırsın İnşaallah.....
Kadir Mevlamız(c.c) şaşırttıklarından eylemesin bizleri...Âmin....
Niyâzımız budur fâni ömrümüzde ve bu sahifelerde...
Neşe huzur ve selametle...sağlıcakla kalınız......Saygılarımızla...
Ahirzaman'da 1 Ga'rip Dünya'lı Kardeşiniz.......ERCAN KURT.....Vesselam
............................................................................................................................
............................................................................................................................
............................................................................................................................
ÇOK MÜHİM BİR AÇIKLAMA
-EFENDİM, BİZ (YÂNİSİ BEN)
BU 'GÖNÜL DÜKKÂNIMIZ'DA TAM DOKUZ (9) KİŞİYİZ!
-EVET EFENDİM;
İŞTE SİZE HUYUYLA SUYUYLA
'DÜKKÂN EHLİ MÜTEVELLÎSÎ':
.
1) ZARTABOZ'ZÂDE:
Bu dükkanın 'sözcüsüdür'...Asla sözünü çekmez esirgemez...Hoş ve boş konuşur...
(Lâkâbı:Zartaboz...Tâhsili:Meslek Lisesi...Hobisi:Konuşmak...Fobisi:Susmak...
Damak Zevki:Bilumum ızgara çeşitleri...Kabuksuz yemişler...ve diğerleri...
Üzerinde bolca kaymak bulunan hiç 1 tatlıyı seçmez ve âfiyetle yer...
Dükkandâki görevi:Halkla ilişkiler direktörü,Tâhsildar...Hissesi:%10...)
(1-2 Vecizesi) -'Aklı olan göle yatmaz! '...'Tencerenin gözü üstünde; aklı ise içindedir'...
.
2) VESAİR'ZÂDE:
Zartaboz'zade zartayı üfler; O hoplatır zıplatır yazıverir...'Kalemşörümüzdür! '
Hizmette sınır tanımaz...(Ona sataşan belâsını bulur...Bizim 'bile' başımıza beladır...)
(Lâkâbı:Yazım Manyağı...Tâhsili: Açıköğretim İktisat 3.Sınıf (devamsızlıktan şutt...)
Hobisi:Yazmak...Fobisi:Yazamamak...Damak Zevki:Sulu gıdalar...artı mantı...
Dükkandaki Görevi:Hesap-kitap işlerine bakar...Murahhâs Üye...Hissesi:%10...)
(1-2 Vecizesi) -'Zengine dini,fakire silgi; sorulmaz! '...'Ayvanın iyisini ayı,ayının irisini çakal yer! '...
.
3) ÇIRAK'ZÂDE:
O ayak işlerine bakan ve genel de 'kaytaran' tarafımızdır.
(Hikâyeleri,çoğunlukla o yazar...Nokta ve virgül kullanmayı,anormal; sever...)
(Lâkâbı:Bey'zâde...Tâhsili:(Sordurmaz) ...Hobisi:Gezmek...Fobisi:Geri dönmek...
Damak Zevki:Çikolatalı mâmüller...Pohça,simit,kek,kurabiye türevi aparatifler...
Dükkandaki Görevi:Çekip çevirmek,temizlik,servis vb...Hissesi:Yoktur ama rey hakkı vardır...)
(1 Vecizesi) -'Aç karına geğiren; açtır.Tok karına geğiren; toktur.Durduk yere geğiren; yoktur! '...
.
4) Bİ'ÇARESİ:
O mâzlum doğdu,inşâallah mâzlum ölür...içlidir, ağlar-ağlatır...ona dokunan '1000 âh' işitir! ...
(Lâkâbı:Dayı'zâde...Tâhsili:Söylemiyor...Hobisi:Varsa yoksa kulübesi,taburesi ve her ne ise çilesi...
Fobisi:Kendisi...Damak Zevki:Yemek seçmez...Aç gezer ama yine de 'ben açım' demez...
Dükkandaki Görevi:Danışman...Sorulmadıkça pek konuşmaz...Hissesi:Verdik amma; kabul etmiyor...)
(1-2 Vecizesi) -'Azı veren; çoğu verendir.Çoğu veren; azı bilendir.'...'Cennet,anamın olsaydı; bana verirdi.'... 'Rabbim bilir',diyen; bilmez!
.
5) CAN'sızER:
O, arada şâha kalkan eski cengâverlerdendir...serhât boyları ondan sorulur...
(Lâkâbı:Türkoğlu Garip'zâde...Tahsili:Meslek Lisesi-Elektrik...Hobisi:Tarih...
Fobisi:Yoktur...Damak Zevki:Kurutulmuş ve unutulmuş gıdalar...
Dükkandaki görevi:Satın alma-lojistik ve dış ilişkiler genel direktörü...
Murahhâs Üye...Genel Sekreter...(1 çeşit CEO) ...Hissesi:%11(Verirsen primde alır...)
(1-2 Vecizesi) -'Her Türk müslüman doğar,1 gavurluk yapmadıkça da; dinden çıkmaz! '...'Uyuza et,ete fert; fazladır! '...
.
6) DEMSİZ DENSİZ CİLLOP'ZÂDE:
O,vücuda kan pompalayan kalp gibi muâzzam,beyin gibi sâf ve zekidir...
Lakayt olmayan biridir...Boş kelamı hiç sevmez...Huşu ve tâkva takılır.....
(Lâkâbı:Dede'zâde...Tahsili:Eski Mekteplidir deniyor...Hobisi:Okumak...
Fobisi:Okumak...Damak Zevki:Zeytinyağlılar...Soğuk suyu sever ve yudumlayarak içer...
Dükkandaki Görevi:Baş Danışman...Lütfen konuşur...Aşırı kibardır...Hissesi:%11...)
(1-2 Vecizesi) -'Gönlüne söz geçiremeyene âşık,sözünü dinletene ise gönül adamı denir'....'İlim uykuda; önden buyur! '...
.
7) CAN-I DARZÂDE CAN EFENDİ:
O; arzu ettiğimiz 'yarınımıza' ağlayan ve arzulayan; vebâl yüklü 'dünümüzdür'...
(Lâkâbı:Yanık'zâde...Tâhsili:Hayat Mektebi talebesidir...Hobisi:Vâh çekmek...
Fobisi:Âh çekmek...Damak Zevki:Sevdiğini beğendiğini bulursa yer...
Dükkandaki Görevi:Başkan Yard...Kurucu Ortak'zâde...Hissesi:%13...)
(1-2 Vecizesi) -'Çok okuyana okur,okuduğunu anlayana ise aferin denir.'...
'Şu deviri az sayma; Lut Kavmine iftira.'...'İçme suyu; içilir.Suyu içme; biçilir.'...
'Ayığın sarhoşuna berduş,berduşun ayığına sarhoş denir.'...
'1 maziyse yaşamak,mazi doğdu; hep mazide kalacak.'
'Hanıma aşı,memura borcu; sorulmaz! '...(Sayımsız vecizesi vardır)
.
8) Bİ' GA'RÎP:
-Ah! ...-Aahhhh! ..Garip yaşar; garibandır...Az-öz-net-kesin ve 1 kere konuşur...
Kimse bilmez onu, bilemez; henüz 'biz de' tam olarak çözemedik...
(Lâkâbı:Ağa'zâde...Tâhsili:Bilinmiyor...Hobisi:Söylemiyor...Fobisi:Görülmedi...
Damak Zevki:Balık seçmiyor...Dükkandaki Görevi:Yoktur...Gelir,gider...başına buyruktur...
Kurucu Ortaklardan...Başkan Vekili...Çift rey hakkı vardır...Hisse Oranı:%16...)
(1-2 Vecizesi) -'Dolu olan boşu almaz.Boşu olan; dolu olmaz.'...'Tüyü bitmeyen; yetim olamaz! '...
.
ve
9) MAHZUN-İ VEBÂL ABİ'ZÂDE-İ ER'CAN:
Büyük Patron...Patron O'dur...Arada uğrar...(Tüm dük'kan ahalisi onu ziyâdesiyle sever ve sayar...)
(Lâkâbı:Ahir Garip...Tâhsili:Okur-yazar...Hobisi:Yüzmek,balık tutmak ve ağlamak...
Fobisi:İmansız göçmekten,iftirâdan,kul hakkından ve vebâlden korkar...
Damak zevki:Ölmeyecek kadar yer...Pek öyle yemek seçmez...Fena 1 adam değildir...
Dükkandaki görevi:Patron...Kurucu ortak ve Yön.Kur.Bşk...Hissesi:%20)
(1-2 Vecizesi) -'Kavağın gölgesi yokça,âlimin döşeği parsa gibidir.'... 'Gelen garip ölecek,ölen; garîp gidecek.'...'Sen kendin ol kendin gerisi kolay.'...
.
(1 Not:Bu dükkan'daki tüm kararlar; açık oy usulü ile karara bağlanır...Çoğunluk ne derse; o olur...)
(Mühim not:Bizim yazdıklarımız,'ŞİİR' değil 'ZARTA'dır.......Bize 'CAHİL' demek bile; 'AZ' kalır...Vesselam...)
................................................................................................................................................................
................................................................................................................................................................
.......................................................................-DİPNOTLAR-.....................................................................
..................
DİPNOT-1-(ADETTENDİR SÖYLENMELİ) : -
-ZARTALARIMIZI(ŞİİRLERİMİZİ) : -'Beşikten-mezarına girmemişine' kadar herkese okuyabilir,anlatabilir,çoğaltabilir, basabilir, yayabilir 'hatta' ezberleyebilirsiniz bile....Hakk(c.c) katında helâl-i hoş olsun; -AMA- velev ki; şu fakirin adını da 'matbuat'ta zikrederseniz 'daha kavi' kalb-i helâl almış olursunuz ki; -İHYÂ- edersiniz...
...................
DİPNOT-2- ZARTALARIMIZ(ŞİİRLERİMİZ) :
-'BEN KUSURSUZUM' diyene,'İBRET' almayana,'SIRF' eğlence olsun diye bulundurana,kelime 'sıralamasını' ve 'manasını' bozana,'VÂKFİYE' olan ve sadece Rabb(c.c) 'Rıza'sı için yazılmış şu zartaları (şiirleri) 'PARA' kazanmak için kullanana-alana-satana...'tümden' ZEHİR-ZIKKIM HARAMDIR............
...................
DİPNOT-3- (NAÇİZANE)
-BİZİM ZARTALARIMIZI (ŞİİRLERİMİZİ) OKURKEN;
a) -Herhangi bir elini havaya kaldırıp,-İşaret parmağını yukarıya dikip; -Düzden veya tersten 'U' çizmeyen,arada da (-Hitabetlerde) ellerini hakaret eder gibi ileri-geri-sağa-sola; (yumruk-şamar-ok-vs gibi) sallamayanlar;
b) -Duraklasamalar ve ünlemlemelerde (arada) ekrandan başı (gözleri kısarak) çekemeyenler;
c) -Aynen İstiklal Marşı 'gibi' hece 'he-ce' okuyormuş gibi okumayanlar;
d) -Arada 'şaha' kalkıp bağıramayanlar;
PEK ANLAMAZ-ANLAYAMAZ; -TARTAMAZ; -'İDDAAMIZ' DA BULUNMAKTADIR...
.................
DİPNOT-4-'ASLA' kastımız olmayan ve olamayacak olan; 'ŞAN' 'ŞÖHRET' ve 'DÜNYALIK' gayelerini,nefsimizde 'GÖRÜR'; kelamımızdan 'İŞİTİR' ya da 'HİSSEDER' iseniz; mutlaka 'BEDDUA' ediniz ve kayıt ettiğiniz 'TÜM ZARTALARIMIZI'da 'SİLEREK-ÇIKINIZ' ve bu sahifelere de bir daha 'KESİNLİKLE' uğramayınız...
...................
DİPNOT-5-(-ÖNEMLİDİR-)
ZARTALARIMIZA(ŞİİRLERİMİZE) BAKAN VEYA OKUYAN;
'HİÇ BİR KİŞİ'; 'teşbihlere(benzetmelere) aldanıpta,-'BU KELAM BANA' diye gadaplanmasın(kızmasın) ya da 'sevinmesin'...Çünkü 'özel ithâflar hariç'(onlarda ilgili şiir içinde 'sadece' 'tek bir kıta'da ilgili seriler içinde ise sadece ilgili 'kıtalarda'dır) 'ÖZEL' zarta(şiir) bu seri sahifelerine 'KAYDEDİLMEMİŞTİR'...
....................
DİPNOT-6-''BU SERİYİ''(Tüm seriler tek 1 bütünün parçalarıdır) , BİZ (yani ben) =GÜYA VAR OLAN AKLIMIZLA YAZDIK...O YÜZDEN; -sadece AKLI ile bakanlar 'TAM' olarak kavrayabilirler...BU SERİLER '3' BOYUTLUDUR...'MİSÂL-MÂNÂ VE GERÇEK'....Okuyan 'MİSÂL'i,irdeleyen 'MÂNÂ'yı; 'ŞİFRE'yi çözen işe 'GERÇEĞİ' görecektir.-'Yani' şifreye vâkıf olan; hem görecek hem okuyacak hem de ''ANLAYACAKTIR''...''Serilerimiz bittiği gün de; ŞİFRE* yine 'BURADA' YAZILI 'DURUYOR' OLACAKTIR'! ...Grift konudur; ÖZET*LE öğrenmek isterseniz daha sonra anlayacaksınızdır inşaallah...
...................
DİPNOT-7-'Kesinlikle' biz bir 'ŞÂİR' değiliz...'ASLA' biz bir 'ÂLİM' de değiliz...'BİR BİLEN' ise hiç değiliz...Sadece 'BOŞ ZARTA' dizen ve yarım-yamalak 'OKUMASINI' bilen bir 'MOBİLYACIYIZ'...O yüzden dini kronolojideki ya da ilmihalsiz mevzulardaki; olası hatalı ya da arızalı, mevzulara dalıp-çıkan, bol sortili meydan gezinişlerimizden 'ETKİLENMEYİNİZ'...
..................
DİPNOT-8-SAHİFELERDEKİ ZARTALARIMIZ(ŞİİRLERİMİZ) : 'Kesinlikle' tazedir...Çoğunlukla günlük ya da anlıktır...Ve bu sahifelere; 'ASLA' 'YALAN' yazılmamıştır... (Çokça derin olan bazı önemli mevzulardaki, lüzumlu olan teşbihlerimizden (benzetmelerimizden) ve onların olası veballerinden de Rabbimize sığınırız Efendim.)
...................
DİPNOT-9-Yazıp kaydettiğimiz zartaların (şiirlerin) büyük bir kısmı kendi fani sesimizle seslendirilmiş ve ilgili zartaya eklenmiştir...Yanlız bu seslendirmelerin büyük kısmında,ilgili zarta metinlerine ilaveler ya da çıkartmalar yapılmıştır...(Bunun sebebi,'dükkan ehlinin' seslendirmedeki acemiliği ve bazı zartaların asli metinlerinin ekrana kaydedilmemiş olmasıdır.)
.....................
DİPNOT-10- Cehâlet-fâkr-âcz-noksan-hata ve günahlarımızın aff'ı-def'i için;
kalbinizden ve içten (gelir ise ve mümkünse) mutlak bir 'DUÂ' temennimiz vardır;
'BOŞ GEÇMEYİNİZ EFENDİM! '...
Saygılarımızla...Âhirzaman'da 1 Ga'rip Dünya'lı; ERCAN KURT Kardeşiniz...Vesselam
.
Eserleri
.
-Eseri; yok! ..
-Tek eseri;
ameli! ..
Yüz lira maaşlı kibar bir adam.
Evlenir, sedire taşınırlar.
Mektuplar gelir adreslerine:
$en Yuva Apartmanı, bodrum kati.
Kutu gibi bir dairede otururlar.
Davete icabet edeb-i şahane
Uğrar baharda gezeriz mesrurane,
Tenkid ne haddimize edip kaleme,
Götürmüşken bizi bezmialeme
güzel paylaşımınız başarılı çalışmalarınıdan dolayı kutlarım nice paylaşımlarda buluşma dileğimle
O Bir Seven O Bir Gönül Dostu
Bütün Dostlar Güzel Hatıralar Hatırlatsın
Beni Size Sizi Bana Ölürsek Bir Fatiha
Ölmez İsek Hepimiz Hepimize Ebedi Hatıra