Dün
Seni tanımaya başladığım
İlk gündü.
Çözüldü birden dilin
Dökülmeye başladı kelimeler.
Hani anlatıyordun ya bana
İlk önce
Ölümü tanıdı daha beş yaşındayken.
Hep öksüren, hep halsiz
Zayıfça kadındı annesi.
Bir gece yarısıydı;
Yatağından güçlükle kalkıp
Mevsimler eylülün kırkbeşini gösterirken
Ömrümün sonbaharındayım artık.
Kilit tutmayan yüreğimde
Sevdanın küllenmiş közleri
Rüzgarını bekliyor.
Volkan kaynamasında yüreğim
Sensizliğin çığlıklarıyla
Esen rüzgarların getirdiği hüzüne karışarak
Haykırıyorum;
Nerdesin.
Musalla taşına birgün
Canımı, cananımı, seni koydular.
Canhıraş feryatlarımı
Gökteki melekler duydular anne.
Çocuksu uykularımda
Kapıyı arkandan yavaşça
Kapattığım anda,
Yeni bir kapı açılıyor
Karanlığa ve yalnızlığa.
Artık geceler kelimelere
Eğer sen yoksan yanımda
Ben en uzaktaki uzakta
Zamansız gecelerin en mavisinde
denizlerin kumunu ayıklıyorum
Her kum tanesi sensin
Avuçlarımda ateş
Sonun başlıgıcındasındır,
Aşk ateşine düştüğün gün.
Önce, Uykulara son verirsin.
Geceler boyu uyunan
Tatlı uykulara.
Gülmelere son verirsin,
Siz
İlkyaz akşamlarının
Zarafetiyle çıktınız karşıma.
İçimde küllenmiş ama
Tanımadığım duygularımın
Ateşi sardı dört yanımı.
Ateşle barutun birleştiği noktada
Gözyaşlarım yağmura karışmış
Adını bile unuttuğum
Yollara düşüp
Sana geliyorum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!