giyotin bakışlı şairlerin yargıladığı
yaşlı bir çocuğum ben
şimdi çaldığım ateşler ısıtır mısralarımı
belki bir korku-luğum
belki bir maske gizler ruhumu
lanetler dilim rüyasız akşamları
ağulu söylenceler üretir geceyarıları
kalbimse küfürbaz aile reisi
çok oldu yakalı güneşin son kızlarını
gri bir düş bulutu kaldı sesimden geri
bugün kanı çekilmiş candır tenim
bugün yüreği gezgin bir bedenim
ışıksız bir mahzende bugün ben
karanlığa kılıç çaldığımız o sokaklardan
bilmem kaçıncı kez geçmekteyim
Kendin kadar yakındın yıldızlara
Aklını kaçırdı, kavruldu güneş
Gördüğünde gözlerini
Gelişini ay gülleri müjdeledi
Işıksız mahzenimi ateş böcekleri ışıttı
Doğalı henüz birkaç iklim
Sen, en utangaç kuytumda gizlediğim adam
Yalnız,sisli, dumanlı bir yolculukta
Mavi bir anıt babam
Büyümeyen salıncak yanım
kilitsiz kapılara emanetken yurdum
yanan ışık ve tarihin bir yanda
bir yanda suskunluğun
gamalı aşk şairi olsan da hethat
kafeste kanarya
akvaryumda balık
Düş gerilip
Gerçeği fırlattığı zaman
Suyuna susamıştım
Nefesin sağanak
Saat yirmi iki kere sıfır beşte
Bu çığlık akşamında
gün batarken sen
gözlerime güneş olmuştun
gizlendiği her hayalde
bir nefesten dahi ürken
mavi masal kuşundan
yüreğini ödünç almıştım
Bir sayfa açsam gülüşün adını verir
Dağlar senin için
Renk taşı senin içindir
Sarı ve ötekileri
Rengini bütün çocuklara
Senin için sevdirir
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!