Özgürlüge açılan erdemli pencerem.
Bir barış güvercini olmak.
Sonunu hiç düşmeden
Tek beklentim uçmak.
Kuşluk vaktinde kanat çırpışlarım azade.
Manzara da bir ürperti var,
Bakarken görüyorsun
En ince ayrıntısını zulümün.
Ordulara bakıyorsun,
Bekçileriydi ölümün.
Güneş alıyor gözümü...
Aksi yönünde karanlıktan.
Otobüs camından bakıyorum.
Kilometreler ardı ardına,
Şehir tabelalarını sayıyorum.
Dönerken kendi boşluğuma...
Kasideler dolusu karalasam.
Eftal bir makam içinde halim buhran.
Gönül gazisiyim çehrende kervan.
Bin atlı süvarilerin oklarında mihram.
Fuzuli'den hallice acısı veba aşka yol.
Fikrimdesin zikrimdesin kızıl meyra...
Olmamana baglı atılan her vaveyla !
Bana sen gerek mecnuna da leyla.
Seni bana yazar mı dersin mevla ?
Bakışında raks eder türlü eda.
Güzeldir izmir...
Petunya da çardak altı
Ve parkın tok kedileri.
Geceyi yazmak bana kaldı.
Bir çakıl taşıyım sahra çölünde
Ararım dengimi.
Güneş yakar kavurur,
Şu beyaz olan rengimi.
Kum saati dolar.
Bir akşam çıkar gelirim eski bir ceketle.
Sırtımda geçmişin baharı,
en gafil tarafımda gururun ayak izleri,
delik deşik bir karartı.
Kapımda elem yağmurları.
Her aşk geçicidir okunası bir roman.
Kimse değil insan üstü, sade ve sıradan.
Şimdi sis bulutları siliniyor aradan.
Gerektiğinde tek kalemde sileceksin.
Velev ki; aşkı doğruluyorsa her argüman.
Kaotik bir yerleşke'den merhaba.
Yalnızlığın çizdigi sınırlardan oluşma.
Dünden yorgun bulutların altında,
Diledim tanrıdan bir ütopya...
Panoramik düzeyde evcil bir dünya.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!