Yaralı bir coğrafyanın iki sevgilisiyiz biz.
Hasretimiz o yüzden bakidir,
Garip bir yazgı gibi...
Çok olur hikayeler kadim coğrafyalarda,
Bizimkisi de içlerinden biri.
Hasretim Mezopotamya kökenlidir
Acının bakiliği de
Ağıtları bol olan dünyada.
Hani yağmurdan sonra topraktan tüter ya buhar,
Yüreğimde de öyle tütüyor hasretin,
Yer yer boğumlanarak boğulmuş.
Onarmak için çıkmıştım oysaki yola
İncinen kalbimi.
Ve sonra aforizmalarla doldurdum.
Sıla hasreti çeken Semiramis gibiyim,
Sensizliğe çivili.
İstimlak edilmiş ruhumla
Bekliyorum vuslatı,
Şimdilerde yarenim olan ayla.
Kaç ton şiir yazmalıyım sana
Ve kaç bin özlem biriktirmeliyim?
Fluluk sukunet gibi olsa da bazen
İncelmiş duygudur yaşadığım keşkeler.
Avutur mu hasretimi elimde kalan iyi kiler?
Hasret içli bir Ney sesiyse
Vuslat erbaneler çalmasıydı ruhumda.
Ve sana hasret yaşamak
Mem bakışlara uzak olmaktı.
Şimdi Küçük bir balık gibiyim
Dokunmadan yüreğiyle seven.
Kayıt Tarihi : 18.3.2015 16:22:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Nihal Bıkım](https://www.antoloji.com/i/siir/2015/03/18/erbane.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!