Bir savaştı bizimkisi.
Ordusu yalnız bir kadın.
Düşmanı silah arkadaşı.
Kesilmişti dalları yasemin saçlımın.
Ahşap bir ev,
Karanlık hakkında konuşmayı bırak,
Gün doğumunu bekle.
Yeni günde yeni çiçekler açsın yüreğinde.
Her yeni çiçek yeni bir hikaye demek.
Sen daima gökyüzüne bak.
Beni başkalarına benzeteceksen hiç gelme,
Ben herkes gibi sevmem,
Benim sevişimi kıskanır komşular.
Öyle bir gözleri var ki,
Kıskanır okyanuslar.
Bu kez başka severim,
Kaybolmaktan korktuğun bir yerdesin.
Öyle bir yer ki o, yeryüzüne sığmaz.
Yeryüzündeki felaketlerden kaçmanın yoludur; gökyüzüne çıkmak.
Sen gökte uçuşurken, çırpındığını sanırlar.
Gülüşüne aldansalar, bırak cennette kaybolsun derler.
Göz tufanlarını görseler, imrenirler okyanus derinliklerine.
Önce bir savuşturacaksın saçlarını,
Kokun yayılacak yeryüzüne.
Penceremden içeri girip süzülecek gıdığıma,
Ben ise gıdıklanacağım seninle.
Meleklerimizi tanıştıracağız,
Eminim onlar da sever birbirini.
Hayata bakmayı,
Hayata dokunmayı bilseler.
En güzel çiçeğin kendileri olduğunu bilebileceklerdi.
Belki,
onları farklı bir yerden izleyen hiç bilmediğimiz varlıklar,
En güzel yeri ayırmıştım sana hâlbuki,
Başucunda ruhunu doyuran bir gramofon,
Güzel bir manzaradan içeri giren vapur sesleri,
Balkonunda gülümseyen hoş kokulu çiçekler,
Beyaz dövme demir masada iki şarap kadehi.
Uzunca bir sokağın, çıkışını arayan kaybolmuş bir gezentisiyim.
Ruhum sahte hayatlarda misafir,
Bedenim yalan insanlarda kobay.
Çapaklı gözlerde bir öğle uykusu hayallerim,
Gözler açılınca gerçekler görülür.
Tek derdin Güneş'in ışığını almak da olsa,
Ondan beslenip büyümek, büyütmek de istesen,
Huzur vermek adına, tohumlarını da saçsan,
Yine solarsın, yine batırırsın dikenlerini,
Çünkü sen ne çiçek olabilirsin ne de edebiyat.
Telaşın büyülü hanesine yazılan simalar,
Ruhuna özenen bezeli gülüşler kadar büyülü,
Yüzüne gülüşen ifadeler kadar seviciydi,
Yüzüne dönüp öpmeliydi simandan.
Ama öpmedi.
Belki öpülmeliydi dudakların,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!