huysuzluğumu bilemzsin sen bilemezsin içimdeki sevgini seni
ağlarım senden sonra deme neden diye anlayamzsın
bırak beni kendime kaderime
Bir yazarın en güzel romanı olmalıydın.
Ve ya bir şiirin en acıtan, ya da en umutlandıran mısraları…
Hayır hayır, bir aşk hikayesinin tam ortası olmalısın sen…
Belkide bir hasret şarkısının sürekli tekrarlanan nakaratı…
Acı ile sevinç arası susarak ’Özlem’ek ve vuslat…
İçimdeki senli ezgileri susturdun gitmeliyim dediğinde…gidiyorum dediğinde suskunluğa mahkum ettin…
Kelimeler boğazımda düğümlendi …soluksuzluğuma yenildim…buz tuttu sensizliğim…
Gidişine hazır değildi bu yürek depremler yaşattın… giderken bir bedevi gibi çölün ortasında bıraktın sana susamışlığımı…pusulasız kaldım..
Sen gidiyordun sokak çocukları gözyaşlarıyla gidişini seyrediyordu …bu gidiş sana hiç yakışmıyordu…onurlu olmalıydı gidişin bile…Ay kanıyordu bu gece oluk oluk akıtıyordu kanını geceye…
Ağlayan bir çocuktum …gözyaşlarım mısralar halinde sana akıyordu …gidişine
kimi zaman insan bekler sabırsızca ne olursa olsun
fakat beklenen gelmez
Kafamda cevapsız sorular bitmek bilmiyor.
Sahi diyorum hangimizin aşkı daha büyük seninmi benimmi?
Sen diyordunya yüreğim patlarcasına seni seviyorum diye… baktım o gün gözlerine hani acıdığın gün hani aşkımızın kurtarıcımız olması gerektiği gün göremedimki yüreğini patlatacak aşkı gözlerınde…
Benmi kör olmuştum senin gözlerindeki ışıkmı sönmüştü?
Hatta sana sormuştum! .. bendemi acıyan yanlarına çere olamıyorum! sen bana böyle şeyler söyleme demiştin…söylemedim say gülüm. Söylemedim say.
O gitti ben seyrettim konuşmadım savunmadım dınledım o hüzün gecesinde gururuma yenildim…
Yoksun ya içimdeki çocuk öksuz ayaz vurdu yüreğime vagonları birbir devrildi içimin…
Yoksun ya kar yağıyor ömrümün sokaklarına kıravi çalmış düşlerime…
Her cinayette aranan fail benim kaçak bir ömrün son maratonunu koşuyorum…nefes nefese…
O soğukluğumun eşiğinde bırakırmı seni bedenım ellerim yüreğim…
Harabe şehrimin semalarında kanat çırpan gizemli kırlangıç,
Dağ çiçeğim yıkıntılar arasında boy veren kırmızı sardunyam.
Mayısla açan gül,ışıklı nısan yağmurları,kadınım.
Yazel ölümsüzlük iksirim şiirsel yanım şair heyecanım.
Titrek dudaklarımdaki tatlı bir öpücük
Yazel aşkım,baharım Gül-i Ruhsarım
Kırılmıştı kelimelerim anlamını yitimişti kurduğum cümleler…Ve seni sevdim kelimelerce...
Kırılan kelimelerimle anlamlı cümleler kurmaya başladım aşkınla…
Tutkuyla sevmek seni şairin şiire olan özlemiyle…
Ey sevgili sonsuz bir mutluluk gibisin içimde
gülüşlerimin adı sen diye yazılır
İnsandı dünyanın kendı etrafında döndüğünü sanan..
Ben olmazsam olmazları tekrarlayan seni yaşatan oymuş gibi efelenen...
Ben olmazsam sokaklarına bahar gelmez güneşin gülen yüzüne hasret kalırsın diyen...
Eylüldü eski plaklarda bir veda nağmesi...
Ahmet amca buğulu gözlerle anlatıyordu maziyi...
Ben 17 yaşındaydım boynumda annemin muskasını taşıyordum....
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!