Bu şiir küffara gazaplı olanlara..
yanardağlar gibi korkunç patlayanlara! ..
Muştulanmış göklerden kükredi vahşi kısrak
yeleleri gümüşten parıldayan bir mızrak
köpürmüş küheylanlar şahlandı doludizgin
şimşeklerle şavkıdı demirden üç giyotin!
ateşten kargılarla deşilmişken karaltı
şeytanice putperest kusarken yerinaltı
uğultuyla yeraltı depremleri silkindi
granit gürültüyle kanat sesleri indi!
Dörtnala herveleyle huruç edip son sefer
heybetli yıldırımlar korkunçça devleştiler!
nerde derk-i esfel ki arş-ı ala çok yakın;
harlandı kükreyerek sorguçlu sarı yangın
yırttılar şakırtılı nallarla karanlığı,
ankebutun asra ördüğü küfürbaz ağı
yırtarak doludizgin üstünden geçip yerin
öyle ki yürekleri uçurum kadar derin!
bıçkınca bıçak gibi çıkıp rahmet kınından
mıhlandılar iblise alnının ortasından!
depremler yeraltını sarstı kıyamet kadar
Yabani bin vızıltı böğründe çölün kaynar
köpürmüş harmaniler heybetle dalgalandı
ufuklardan devleşen kasırgalı bir andı!
harmaniyle örtüldü tılsımlarla yüzleri
kalp harici gizlendi korkutan cüsseleri!
gökyüzünü katlayarak sarık niyetine
giydirip altlarında yeryüzünün etine
yükseldiler sapsarı şahlanan bir buğudan
kibirsiz secdeleri imanlarına kalkan;
siper edip gövdeye tunçtan örme zırhları
kükreyen bir yangın gibi güneşten de sarı
iniyor yıldırımlar, şimşekli süvariler!
heybetinden parçalandı paramparça gök yer
arz titrer sarsıntıdan atılırken ileri
o nasıl bir dehşetti çalkandı perçemleri!
indiler yıldırımlar yağdıran kan kıyamet
indiler pusatların pulatındaki dehşet
inerken inleyerek ürperdi fars,roma,rum
küfrü boğacak bugün uğultulu uçurum
yağız arap kısraklar toparlandılar birden
dağılıp terkisinde tarihi düşürmeden
iniltiyle canhıraş püskürdü çölün teri
sarsıntıyla demirden boşaldı nal sesleri!
kabaran pazularla hurra şavkıyan doru
fırladı mavzerinden küfrün üstüne doğru!
kişneme sesleriyle kırbaçlarla göklerden
sanki yanardağların patladığı yerlerden
Küffara zuhuredip fermanlar boşalttılar
Putperest tapınağı cehenneme çaldılar
ortadoğu kartalları fermanla inerken
Cehennemde şeytanlar lanetle uğuldarken
süvariler aniden fecre yakın birleşti
öyle bir kenetlenme artık mahşere eşti!
çelikten pençeleri çizerek gökte kavis
göğü sarsıp saracak bu yeri kaplayan sis!
şimşekli mızraklarla dalgalandıkça rüzgar
küfürlerle, müşriklerle lanetlenen duvar
bin parçaya bölündü o anda sarsıntıdan!
güneş doğuran fecrse ağrıyarak sancıdan
Boşalttı kartalları efkarın cübbesine
ağır kırbaçlar şakladı zulmetin ensesine
ayrıldılar imanla küfrün menşei şiir
fermanlarla köpürdü ateşe giren demir!
şimşeklenen o oklar çekildi gergin yaya
Rabbe secde ederek bindiler kasırgaya!
ilk sahabe şimşekle farsa doğru dörtnala
sürerek doludizgin sürmeli kısrağıyla
vardı küffar ateşgahta şerrine kisra’nın
zamanın cüssesinde esamesi yok anın
iğrenç mezarlığında ateşe tapan kisra
daha firavun gelmedi ondan başka asra
sığar mı parşömene arza sığmayan ferman
yerle gök arasında kırbaçlandı bu isyan
ateşlerde kavruldu mecusi perçemleri
esfelisafilindir ah küffarların yeri!
secdenin inkarıyla o lanetli pençesi
parşömeni parçaladı sırtlanların sesi
uzandı ateşlere küfürle ederek ah!
artık ağzın diline kisra senin ateşgah!
konuştu kişneyerek lanetlerle dolan at
paramparça edildi mezarında saltanat!
mısıra ikincisi heybetle zuhreyledi
küfre ferman buyurup şeytanını kov dedi!
çağrılarak mukavkıs merhamet başkentine
çağrıldı küfre namzet firavunun yerine
uyarak bu çağrıya haydi sende kıyam et
kalp iman etmedikçe kopar meşum cinayet
secde emrine vecdle kıyamdayken piramit
vuruldu mukavkısın mumya kalbine kilit
kıptilerin vebali ey boynuna mukavkıs!
ateşle tamamlanır imandan olan nakıs!
ey bedbaht kıyamadın fani saltanatına
yıkılınca krallık saltanat kalmaz sana
şimdi ne çoksun ne de kavmine göre azsın
tamahkar tarihinle artık yapayalnızsın!
ulaştı üçüncü herakliusa bizansta
kefereyle acaba o da mı aynı safta? !
derken ‘’kasem olsun ki onun mülkü buraya
ulaşıp ıktidarı yarılan dolunaya
dörtbucağa yayılır rahmetin tecellisi
çözülür zincirinden muştunun katmerlisi’’
der heraklius muhatap dihyetül kelbiye
gölgen olsun gövdeme elbette mürebbiye!
harmanili fermanın çağrısına muhatap
kim ola ki reddederse kör kılıçlı azap
ağzından alev kusan ejder başına ine
kuşatarak yayılıp şirpençe gövdesine
dikilecek kibirin göğsüne inen sancak
gözyaşıyla yıkılır zifiri zulmet ancak!
Muştulanmış göklerden kükredi vahşi kısrak
yeleleri demirlerden parıldayan mızrak
köpürmüş küheylanlar şahlanıp doludizgin
şimşeklerle şavkıdı demirden üç giyotin!
Ateşten kargılarla deşilmişken karaltı
şeytani bin putperest kusarken yerinaltı
uğultuyla yeraltı depremleri silkindi
mahşeri gürültüyle kanat sesleri indi!
Doludizgin dörtnala hurüç edip son sefer
heybetli yıldırımlar korkunçça devleştiler!
geçtiler sessizliği terk edip gürültüye
bırakarak şafağı sapsarı ürpertiye
hurra bre durma arslan hicretine devam et
milyon yıldız topyekün omzunuza apolet
geçtiler yalınkılıç mezarlık zulmetinden
harmanili sahabeler dörtnal en derinden!
zincir çekip vurdular müşriğin bileğine
şakırtılı kılıcı indirip kellesine
sarktı urvetül vuska sanki çelikten sırım
düştü küfrün böğrüne üç heybetli yıldırım
onlar ki küfre kabir mümine ani sağnak
onlar ki vesveseli kalbe sonsuz sığınak!
uzaklaşıp ufukta küçülürken sırayla
battılar vecd içinde ufukta dolunayla! ..
ne vakit salyasümük ağlasam ardlarından
çekilirdi gözyaşım kılıç gibi kınından
saplanır ciğerime bıçkın kılıcı hüznün
ardındaki cennetse elbet cehhenem önün!
tılsımlanan harmaniler tevekkülle hep bir
göğü yırtıp sayhayla yankılandıkça tekbir
kazındı besmeleler heybetle hafızama
bense tarih söküğü dikiş tutmaz bir yama!
andım da gürültüyle devrildi ruhum çöle
kısraklara çölsem eğer nallarına köle!
sırlanan fırtınalar uğultulu sarp bir yar
onlar ki fışkırdıkça göğe ekilen çınar!
geçtiler yalınkılıç putperest makberinden
harmanili sahabeler dörtnal en derinden!
Kayıt Tarihi : 16.12.2014 23:09:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Oğuz Kılıç](https://www.antoloji.com/i/siir/2014/12/16/er-risale.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!