Garibî ne gezersin, er meydanı bu meydan
Elli üçünden sonra, oku fırlattın yaydan
Ne hakikat bilirsin, ne mecaz, ne kinaye
Ben yazdım dediğin şey, kırık dökük hikâye
Güzel şeylerde senin, bir dah-li tesirin yok
Çizdiğin satırlarda, eksi ve kesir’in çok
Nice baba yiğitler, bu meydandan geçmişler
Kaç arşın boyları var, teste sokup ölçmüşler
Birçoğu hiçbir nişan, bırakmadan gitmişler
Daha işin başında, tükenip de bitmişler
Çok azı elmas gibi, hala ışık saçıyor
Ektikleri Gül bahçe, daim gonca açıyor
Sönük mum ışığında, ne eserler vermişler
İlmi, nakış misali, kitaplara sermişler
O er oğlu erlerin, ismini sayamazsın
İnci gibi sözleri, sıraya koyamazsın
Okumaktan acizken, ne yazdığını sandın!
Önündeki oyuncak, klavyeye abandın
Sen yoldun goncaları, susuz koydun soldurdun
Her gün sayfana dizdin, şiir diye doldurdun
Fazla uzatma sözü, sus artık haddini bil
Yedi yüz boş sözüne, de! Kim olacak kefil!
Birkaç övgü alınca, kendini zannettin fil
Az yaz, çok oku artık, meydandan çekil sefil…
Kayıt Tarihi : 7.12.2009 16:38:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Salih Yıldız](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/12/07/er-meydani-bu-meydan.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!