Buraya er meydanı derler
Bir erkek ancak burada adam olur
Canını ortaya koyar can almak için
Ya alır, ya verir kavga için
Kan vardır, ter vardır, göz yaşı vardır
Çığlıklar falan vardır, patlamalar falan
Hiç insan yoktur, sadece bir gürültü
Kasım kasım kasılan kaslar bir de ölüm
İhanet vardır bu meydanda
Yoldaşın ihaneti, kumandanın ihaneti
Kendi bedeninin ihaneti
Arkada bekleyenin ihaneti
Kişi yoktur bu meydanda
Ölüm vardır ölüm
Sen, ben, o, bu, şu; yok bu meydanda
Ölüm var
Her şey ölüm, arzu ölüm
Acı ölüm, inanç ölüm
Çığlık ölüm, silah ölüm
Bekle bizi Valhalla!
Duyulan ölüm, söylenen ölüm
Sevgi de ölüm, merhamet de ölüm
Buraya er meydanı derler
Burada varsa yoksa her şey ölümdür
Motivasyon, strateji, taktik falan
Bunların hepsi ölümdür
Tanklar, tüfekler, oklar, kılıçlar falan
Hepsi ölüm, ölüm; gene ölüm
Sana fırsat yok Azrail burası er meydanı
Senden hızlıdır bu meydanda ki ölüm
Yiğidin harman olduğu yerdir burası
Erkeğin adam olduğu yerdir
Kimin ne olduğu yerdir
Kimin öldüğü yerdir
Koca koca çocuklar
Çıkmışlar bir oyuna
O senin bu benim falan
Tartışıp dururlar
Bir bakmışsın anaları babaları gelmiş
Onlarda başlamış tartışmaya
Yumruklar, tekmeler falan böyle
Ne olmuş kaybetti isen misketlerini
Misket su mudur, ekmek midir
Misket hava mıdır, sevgi midir
Nedir bu misket nasıl bir hazinedir
Bütün bunlardan daha değerlidir
Yiğitmiş, harmanmış, adammış falan
Böyle güç kudret falan
Ölüm, kan falan
Mesele misket oysa ki
Göz yaşı mavi boncuklara oysa ki
Akan kan kırmızı boncuklara oysa ki
Akan ter beyaz boncuklara oysa ki
Ne büyük bir servet bak sen hele
Boncuklar misketler olmasa halimiz nicedir
Boncuklar misketler olmasa nerelere gideriz
Er meydanı falan hikâye
Mesele boncuk meselesidir
Bir erkek misketlerini çöpe atınca,
Bir erkek boncukları yağma yapınca,
Bir yiğit mızıkmayınca,
Adam olur
Çocuk misketini kaybedince anası babası,
Misket savaşına girer
Sonucunda ne misket kazanır ne boncuk
Hem misketi hem ana babasını kaybeder
Ama buraya er meydanı derler
Bir başkadır buranın havası suyu
Burada ne misket vardır ne boncuk
Burada sadece ölüm vardır ölüm
Ben ne misket bilirim ne boncuk
Ölüm bilirim, birde ölüm bilirim
Uyumam, ölüm var
Durmam koşarım, ölüm var
Destan var, kahramanlık destanı
Ne zaman var bu destan, bu kahramanlık
Ölünce var, ölünce
O zaman ne destan dinlerim ne türkü
Buraya er meydanı derler
Burada destanda ölümdür türkü de
Ne yaman çelişkidir
Ne misket vardır ne boncuk
Varsa yoksa bir ölüm birde ölüm
Buraya er meydanı derler
Bİr başka pazardır burası
Ne misket ne boncuk alınır
Can verilir can alınır
Tanrının misketleri boncukları
Çocuk misketleri geri alma umuduyla,
Tanrının isteği olduğunu satar
Oysa tanrı ne misket bilir ne boncuk
Buraya er meydanı derler
Tanrı ister dövüş kavga
Tanrı ister yanına ruhları, canları
Tanrı ister erkeklerin adam olmasını
Buraya er meydanı derler
Kurşunlar vız vız kulağını yalar
Dağlar taşlar kanla ıslanır
Yiğitler uçmağa varır
Buraya er meydanı derler
Bir ölür bin diriliriz bu meydanda
Ne birin ölümü biter, ne binin doğumu
Vur babam vur, sürüsüne bereket
Ne sonu var ne son bulacağı
Kayıt Tarihi : 17.12.2024 02:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!