Er Mektubu Şiiri - İsmail Akyüz

İsmail Akyüz
247

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Er Mektubu

Topçular mevkii Antalya Üçüncü Er Eğitim Tugayı
Birinci Bölük Dördüncü Takım İkinci Manga
budur açık adresim bir süredir acemi askerim
İsmail Akyüz İstanbul
emir ve görüşlerinize hazırım komutanım

Kışlanın içi sanki mahşer yeri
bin bir çeşit insan bin bir çeşit suret
bu kalabalıkta tanıdım öğretmen Ali’yi
Müfettiş Naci’yi Ankaralı Kemal’i ve Kara Bilal’i
sokulduk birbirimize sürüdeki koyunlar misali
kaynaşıp dost oluverdik bir anda
henüz doldurmamıştık bir saatimizi
nerdeyse paylaşmıştık kaderimizi
önce aynı bölüğe düşmek için dua ettik
sonra aynı koğuşa
ardından saçımızı kesti bölük berberi
asker tıraşı sıfır numara
sıra ile demirbaşlar zimmetlendi esame defterine
bir Kırıkkale tüfek bir kasatura bir palaska bir de matara
sonra elbiseler verildi
kışlık yün ceket pantolon ve parka
benimkinin içine nerdeyse iki kişi girerdi
postallarımsa delik deşik bir asiydi hiç söz dinlemezdi

Yağmurlar yağardı öylesini bilmezdim
bir metre ileriyi göremezdim
önce benim ayaklarıma yağardı sonra Topçular’a
çoraplarım saatlerce kurumazdı
bazı sabahlar dağlardan bir rüzgâr eserdi
öyle de soğuk eserdi
en baba soğuklar gariban kalırdı yanında
yapışır kalırdı parmaklarım tüfeğin namlusunda
sırtımı verip de kuytu bir duvara
otururdum yüzümü çevirip gökyüzüne
ne soğuk ne rüzgâr o an ısınırdım
sıcak ışıklarında sarı bir güneşin
sonra seni arardım sonsuz maviliklerde
deler geçerdi yokluğun yüreğimi

Posta günü haftada bir gün o da salıydı
dağıtımı bölük yazıcısı yapardı
adaşım onbaşı Edirneli İsmail
ince uzundu asker elbisesi yakışırdı
bölük etrafında toplanırdı
o davudi sesi ile bir taburenin üzerine çıkar
mektubu gelenleri isim isim çağırırdı
sonra bin bir şaka ile verirdi her birini
bazen İstanbullu senin de var diye bağırırdı
elinde en son kalan mektupla
o zaman anlardım senden geldiğini
zarfın üzerinde de hep bir yazı olurdu
bir de askeriyeden kırmızı mühür
er mektubu görülmüştür

Mektupların gelirdi
ben açmadan açılmış ben okumadan okunmuş
kokunu arardım açılmış zarflarda
ve sonra seni okurdum senin yazdıklarını
önce mahsusu selam ederdin usulen
nasılsın iyi misin iyi olmanı ulu tanrıdan dilerim
diye yazar beni sorarsan derdin ben gayet iyiyim
devam ederdi kelimelerin sonra birer birer
üst üste gelirdi cümlelerin uzun uzun anlatırdın
okuduklarını gördüklerini izlediğin filmleri
İstanbul’da yaşadıklarını olup bitenleri
ama hep buruk hep eksik hep yarım
her zaman sevda dolu her zaman özlem dolu
yazdıklarında yitip giderdim suretine yağmur yağardı
yüreğimde hissederdim seni içim acırdı
neden böyle yazardın ki

İsmail Akyüz
Kayıt Tarihi : 11.1.2022 13:16:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İsmail Akyüz