göz kapaklarımda bekleyen bir şehir var –
suskunluğu çatlamış,
duvarlarına sinmiş bir kadının sesi gibi,
seninle başlamış her cümle şimdi devrik.
ayrılık mı?
bilmiyorum, belki
camın içine hapsolmuş bir hava kabarcığıyım artık
kırılmasın diye değil,
görülmesin diye duruyorum yerimde.
sen gittin,
ben kaldım –
bir sızı büyüttüm sabahlara
ve sonra döktüm üstüne:
iki parça kalbimi karıştırdım
sertleştirici yalnızlıkla –
adı: epoksi.
biliyor musun,
kimse görmüyor artık içimi
şeffaf bir kalınlık var dışımda
cam gibi, parlak
ve duygusuz.
bir zamanlar göz göze geldiğimiz cümleleri
şimdi dilime yapıştırıyorum
konuşmasınlar diye
sana dair ne varsa –
epoksiyle mühürlü artık hepsi.
senle ben...
bir masa üstünde unutulmuş
çatlamış ceviz kabuğu gibiydik
ahşabın damarlarına inen
gizli bir hüzün,
ve aramıza dolan
renksiz, zamana inat
sana benzeyen bir şeydi
belki de aşk değil, sadece
kalıcılık arzusu: epoksi.
şimdi içimde ne varsa
sertleşiyor
sana dair ne varsa
daha da şeffaflaşıyor
ve hiçbir şey
yerinden oynamıyor
artık.
Kayıt Tarihi : 9.8.2025 05:33:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!