Enver'e Şiiri - Fuat Emlak

Fuat Emlak
1

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Enver'e

Ağustos un dördü
Bozkırda bir bayram günü
Hava sıcak mı sıcak
Ölüm tütüyor toprak
Bozkırda bir kurban bayramı
Her zamankinden kutlu
Her zamankinden başka
Besbelli cenge az bir zaman var
Merhamet beklenmez zaten apaçık düşman gelirken
Asya nın ortasında
Bozkırın çocuklarında
Bu ne metanet
Bu ne cesaret yoksa
Kılınan namazlar
Saf saf duruyor kınalı koçlar
Yer gök Türk
Türk olmak kolay değil
Kurban istiyor Türkistan
Bozkırın ortasında bir yol
Uzar gider ölüme
Sonunda Turan
Sonunda vatan
Besbelli cenke az bir zaman var
Bu ne metanet
Bu ne cesaret yoksa
Hakka yürüyor bozkurtlar
Bozkırın ortasında bir yol
Mor sümbül değil
Hıncahınç ölüm dolu
Tuğlar sancaklar
Ve yürüyüp giden bir ordu
Atlar kılıçlar
Ölüm mukadder
Burası bozkır
Bozkır Türkün kaderi
Türk e gidecek başka yer mi var sanki
Bozkır harap bozkır viran ezelden beri
Türk harap Türk perişan
Bozkırı terk ettiğinden beri
Turan Türklüğe katık
Türk tok
Türk pek
Bozkırda özgür bir tay kadar
Başlar dik gözler ufukta
Yırtıcı bir kurt gibi

Otuz er kişi topu topu
Hepsi Türk hepsi börü
Ayet ayet uzanmışlar Turan a
Düzülmüşler o kutlu yola
Bir kaçta filinta tüfek omuzlarında
İnce uzun
Ahu misali
Yeter mi derseniz
Yetmedi elbet
Düşmanı tepelemeye
Dili ile değil ateş misali gözleriyle
Olsun dedi paşa hazretleri
Yeter ki vatan sağ olsun
Zaten ülkü gözlerde yaşarmış, dilde değil
Hem boşuna mı doğurdu Türk anaları
O evlatları
İşte şimdi zamanı, Turan için ölme zamanı
Dillerde Avaz avaz tekbir
Allahu ekber dağlarından yankılanıp gelir
Gözlerde isyan yalaz yalaz
Burası Sarıkamış tan ayaz
En başta
Bozkırın son hakanı en başta
Turan ın başbuğu Enver paşa

Ay bir gümüş tepsi
Bir Turan gecesinde
Karanlıktan karamsar
Bir Turan hayalinde
Işıl ışıl parlar
Sarıdan bezgin
Bozkırın tepesinde
İşte öyle bir çorak
Karanlığın içinde
Pamir’in eteklerinde
Türkistan ın yüreğinde
Ama yürek dağlanmış bir kere
Fayda etmez ölümler bin kere
Koca Türkistan ağlar durur

Bir kervan düzülmüş lanet mi lanet
Doluşmuş kuzeyin şeytanları tıka basa
Geliyorlar üstümüze üstümüze
Katırlar arabaları çekiyor acı acı
Burunlarından soluyan katırlar
Ve gacırdayan arabalar bayırlarda tırmanıyor
Yaklaşıyorlar yavaş yavaş bağrımıza
Durdurmak gerek
Diye buyurdu paşa hazretleri
Patikayı katırlarla tırmanmak mı zor
Yoksa yağızlar atlara binip düzde çarpışmak mı zor
Onu da elbet tarih bir gün yazar
Belli ki o kervanın yükü ağır
Gâvur günahları
Ve Koca koca toplar
Ve ölüm saçan silahlar
Saf saf durdu
Binlerce İblisin
Kıp kızıl ordusu
Çegan tepesinde
Şarap kokan ağızlarından dökülen habis sözlerle
Bakıyorlar yükseklerden
Alçalmış namusumuza
Niyetleri besbelli bir hain pusu
En adi çelik bile
Parıl parıl parıldar
Turan ın o simli gecelerinde
Hele Enver in kılıcı
Hele Enver in kılıcı
Kırk yıldır bu günü beklemez mi?
Önce Enver
Ona Türkün atası derler
İşte o kahraman Enver
En önde saldırdı kızıl düşmana
Börü postuna bürünmüş Türk gibi
Tek tek düşmana
Yığın yığın düşmana
Nasıl bir bahadırlıktı bu
Doğrusu akıl işi değildi bu vuruşma
Bozkırda kavganın sonu başlamadan belli
Ölmek vardı
Ama dönmek yoktu
Turanın çocukları sevmez miydi yaşamayı
Acaba herkes gibi
Yoksa ölmek akıl işi değil miydi?
Anlamaz zaten akıllı adamlar bu işi
Tarih yazacak elbet bu son gidişi
Doru atının üzerinde
Atası Kürşat tan bile cesur
Türk ün Türkistan da
Son malkoçu Enver
En önde saldırdı düşmana
Doru atının üzerinde
Elinde bir zağlı kılıç
Karşısında bir mitralyöz
Açmış o namert ağzını ateş kusar
Deli dediler Enver e
Ve ardındaki otuz yiğide
Sürdüler atlarını dörtnala
Çamuru yara yara
Doludizgin zafer
Bir daha bir daha
Ama bu son sefer
Yok, bir daha ölüm size
Koşuverdiler soluk soluğa
Demek ki bir şey gördüler bozkırın ortasında
Hemde kimsenin göremediği bir şey
Belki de bir hayal
Belki de bir rüya
Yoksa bu halde
Bile bile
Kim kopar giderdi böyle yaşamdan ölüme
Kızıl kurşunlar üçer beşer saplandıkça sinelere
Teker teker düştü yiğitler gururdan ağarmış çehreleriyle
Utançtan kararmış toprağa
Kızıl güller açtı Türkistan da
Düştükçe çoğaldılar
Çoğaldıkça coştular rahmet gibi
Türkistan ın yüreğinde
Artık kim sayası onları
Artık kim hatırlayası onları

Nede keskin
Nede hoyrattı
Çın çın öttü
Savurduğu kılıç
Zangırdayan göklerde
Çala kılıç yarıverdi
Türk ün deli kurdu Enver
Kutsal Türkistan ın
Tutsak toprağını
Sonra içine giriverdi
Sakladı kendisini yârinin yüreğinde
Taşkent, Fergana paramparça
Turan da koptu tufan
Bin parça Turan
Hemde Tuna’dan Altay a baştanbaşa
Enver paşa
Bir kılıç
Ama çıplak
Bir Yalın kılıç
Bozkırın son hakanının elinde
Bir turan gecesinde
Enver in kut almış elinde
Yükseldi gökyüzüne
Ve Ayın böğrüne
Saplanacaktı elbette
Turanın son ordusu
Çegan tepesinde
Çolpanın endam vaktinde
Otuz börü topu topu
Karşısında binler
İt çakal sürüsü
Toplar tüfekler
Patır patır patladı
Saçma saçma
Türk e ölüm saçtı
Yanmış barut kokuyor
Ölüm kokuyor toprak
Turan da koptu tufan
Ortalık toz duman
Göz gözü görmezde
Göğüs göğse dostla düşman
Ateşe boğuldu Turan
Türkmen atları kişnedi bin yıl önceki gibi
Bahadırlar haykırdı bin yıl önceki gibi
Besbelli Kurban istiyor Türkistan
Öyleyse ey Türkistan
Sana Kurban atam İsmail
Enver Han
Öldü başbuğ Enver ve başbuğun bozkurtları
Ne fark eder...
Yüzyıl sürmez gene ölecekler
Belki Kerkük te belki Mamak ta
Türk e yer gök Turan
Turan için ölmek Türk e tanrıdan ferman
Ağladı koca Türkistan ve Enver in kızı Türkan
Bozkırın düzünde bu ne kara gün
Türkün yazıldı kara yazgısı o gün
Bir kara ozanın kopuzunun tellerinde
Söylendi durdu turan türküsü
Türk ellerinde her gün
Bir Turan ülküsü
Düştü dediler Türk bayrağı
Karalar mı bağladın Türkistan
Çul çaput
Yükseldi gönlerde
Can sıcak
Kan soğuk
Burası Sarıkamış tan bile soğuk
Yer Türk gök Türk
Kan fışkırdı düşmanın gırtlağından
Kana doydu Turan
Aktı oluk oluk kan
Yeter mi derseniz
Bu kadar kan
Yetti arttı
O gün bu kadar kan
Tarih yazıldı en baştan
Çegan tepesinde
Aldı götürdü Enver in narasını
Enver in ruhu kadar
Bir uysal rüzgâr
Tanrı dağının ötesine
Dalgalandı Enver in pelerini
Tiril tiril
Türk e kefen gibi
Basmakçı bayrak gibi
Kılıcının ucundan damlayan
Kan kırmızı yakamozlar
Işıl ışıl aydınlandı Turan
O gün öldün dediler sana Enver han
Ama bu gün sen çok yaşa
Bozkırın başbuğu Enver paşa
Elindeki yalın kılıç
Çeliğin namusu
Elindeki yalın kılıç
Türkün onuru
Ve Karşısında ölümler doğuran
O kancık mitralyöz
Çeliğin orospusu


Ağustos un dördü
Bozkırda bir bayram günü
Hava sıcak mı sıcak
Ölüm tütüyor toprak
Bozkırda bir kurban bayramı
Her zamankinden kutlu
Her zamankinden başka
Besbelli cenge az bir zaman var
Merhamet beklenmez zaten apaçık düşman gelirken
Asya nın ortasında
Bozkırın çocuklarında
Bu ne metanet
Bu ne cesaret yoksa
Kılınan namazlar
Saf saf duruyor kınalı koçlar
Yer gök Türk
Türk olmak kolay değil
Kurban istiyor Türkistan
Bozkırın ortasında bir yol
Uzar gider ölüme
Sonunda Turan
Sonunda vatan
Besbelli cenke az bir zaman var
Bu ne metanet
Bu ne cesaret yoksa
Hakka yürüyor bozkurtlar
Bozkırın ortasında bir yol
Mor sümbül değil
Hıncahınç ölüm dolu
Tuğlar sancaklar
Ve yürüyüp giden bir ordu
Atlar kılıçlar
Ölüm mukadder
Burası bozkır
Bozkır Türkün kaderi
Türk e gidecek başka yer mi var sanki
Bozkır harap bozkır viran ezelden beri
Türk harap Türk perişan
Bozkırı terk ettiğinden beri
Turan Türklüğe katık
Türk tok
Türk pek
Bozkırda özgür bir tay kadar
Başlar dik gözler ufukta
Yırtıcı bir kurt gibi

Otuz er kişi topu topu
Hepsi Türk hepsi börü
Ayet ayet uzanmışlar Turan a
Düzülmüşler o kutlu yola
Bir kaçta filinta tüfek omuzlarında
İnce uzun
Ahu misali
Yeter mi derseniz
Yetmedi elbet
Düşmanı tepelemeye
Dili ile değil ateş misali gözleriyle
Olsun dedi paşa hazretleri
Yeter ki vatan sağ olsun
Zaten ülkü gözlerde yaşarmış, dilde değil
Hem boşuna mı doğurdu Türk anaları
O evlatları
İşte şimdi zamanı, Turan için ölme zamanı
Dillerde Avaz avaz tekbir
Allahu ekber dağlarından yankılanıp gelir
Gözlerde isyan yalaz yalaz
Burası Sarıkamış tan ayaz
En başta
Bozkırın son hakanı en başta
Turan ın başbuğu Enver paşa

Ay bir gümüş tepsi
Bir Turan gecesinde
Karanlıktan karamsar
Bir Turan hayalinde
Işıl ışıl parlar
Sarıdan bezgin
Bozkırın tepesinde
İşte öyle bir çorak
Karanlığın içinde
Pamir’in eteklerinde
Türkistan ın yüreğinde
Ama yürek dağlanmış bir kere
Fayda etmez ölümler bin kere
Koca Türkistan ağlar durur

Bir kervan düzülmüş lanet mi lanet
Doluşmuş kuzeyin şeytanları tıka basa
Geliyorlar üstümüze üstümüze
Katırlar arabaları çekiyor acı acı
Burunlarından soluyan katırlar
Ve gacırdayan arabalar bayırlarda tırmanıyor
Yaklaşıyorlar yavaş yavaş bağrımıza
Durdurmak gerek
Diye buyurdu paşa hazretleri
Patikayı katırlarla tırmanmak mı zor
Yoksa yağızlar atlara binip düzde çarpışmak mı zor
Onu da elbet tarih bir gün yazar
Belli ki o kervanın yükü ağır
Gâvur günahları
Ve Koca koca toplar
Ve ölüm saçan silahlar
Saf saf durdu
Binlerce İblisin
Kıp kızıl ordusu
Çegan tepesinde
Şarap kokan ağızlarından dökülen habis sözlerle
Bakıyorlar yükseklerden
Alçalmış namusumuza
Niyetleri besbelli bir hain pusu
En adi çelik bile
Parıl parıl parıldar
Turan ın o simli gecelerinde
Hele Enver in kılıcı
Hele Enver in kılıcı
Kırk yıldır bu günü beklemez mi?
Önce Enver
Ona Türkün atası derler
İşte o kahraman Enver
En önde saldırdı kızıl düşmana
Börü postuna bürünmüş Türk gibi
Tek tek düşmana
Yığın yığın düşmana
Nasıl bir bahadırlıktı bu
Doğrusu akıl işi değildi bu vuruşma
Bozkırda kavganın sonu başlamadan belli
Ölmek vardı
Ama dönmek yoktu
Turanın çocukları sevmez miydi yaşamayı
Acaba herkes gibi
Yoksa ölmek akıl işi değil miydi?
Anlamaz zaten akıllı adamlar bu işi
Tarih yazacak elbet bu son gidişi
Doru atının üzerinde
Atası Kürşat tan bile cesur
Türk ün Türkistan da
Son malkoçu Enver
En önde saldırdı düşmana
Doru atının üzerinde
Elinde bir zağlı kılıç
Karşısında bir mitralyöz
Açmış o namert ağzını ateş kusar
Deli dediler Enver e
Ve ardındaki otuz yiğide
Sürdüler atlarını dörtnala
Çamuru yara yara
Doludizgin zafer
Bir daha bir daha
Ama bu son sefer
Yok, bir daha ölüm size
Koşuverdiler soluk soluğa
Demek ki bir şey gördüler bozkırın ortasında
Hemde kimsenin göremediği bir şey
Belki de bir hayal
Belki de bir rüya
Yoksa bu halde
Bile bile
Kim kopar giderdi böyle yaşamdan ölüme
Kızıl kurşunlar üçer beşer saplandıkça sinelere
Teker teker düştü yiğitler gururdan ağarmış çehreleriyle
Utançtan kararmış toprağa
Kızıl güller açtı Türkistan da
Düştükçe çoğaldılar
Çoğaldıkça coştular rahmet gibi
Türkistan ın yüreğinde
Artık kim sayası onları
Artık kim hatırlayası onları

Nede keskin
Nede hoyrattı
Çın çın öttü
Savurduğu kılıç
Zangırdayan göklerde
Çala kılıç yarıverdi
Türk ün deli kurdu Enver
Kutsal Türkistan ın
Tutsak toprağını
Sonra içine giriverdi
Sakladı kendisini yârinin yüreğinde
Taşkent, Fergana paramparça
Turan da koptu tufan
Bin parça Turan
Hemde Tuna’dan Altay a baştanbaşa
Enver paşa
Bir kılıç
Ama çıplak
Bir Yalın kılıç
Bozkırın son hakanının elinde
Bir turan gecesinde
Enver in kut almış elinde
Yükseldi gökyüzüne
Ve Ayın böğrüne
Saplanacaktı elbette
Turanın son ordusu
Çegan tepesinde
Çolpanın endam vaktinde
Otuz börü topu topu
Karşısında binler
İt çakal sürüsü
Toplar tüfekler
Patır patır patladı
Saçma saçma
Türk e ölüm saçtı
Yanmış barut kokuyor
Ölüm kokuyor toprak
Turan da koptu tufan
Ortalık toz duman
Göz gözü görmezde
Göğüs göğse dostla düşman
Ateşe boğuldu Turan
Türkmen atları kişnedi bin yıl önceki gibi
Bahadırlar haykırdı bin yıl önceki gibi
Besbelli Kurban istiyor Türkistan
Öyleyse ey Türkistan
Sana Kurban atam İsmail
Enver Han
Öldü başbuğ Enver ve başbuğun bozkurtları
Ne fark eder...
Yüzyıl sürmez gene ölecekler
Belki Kerkük te belki Mamak ta
Türk e yer gök Turan
Turan için ölmek Türk e tanrıdan ferman
Ağladı koca Türkistan ve Enver in kızı Türkan
Bozkırın düzünde bu ne kara gün
Türkün yazıldı kara yazgısı o gün
Bir kara ozanın kopuzunun tellerinde
Söylendi durdu turan türküsü
Türk ellerinde her gün
Bir Turan ülküsü
Düştü dediler Türk bayrağı
Karalar mı bağladın Türkistan
Çul çaput
Yükseldi gönlerde
Can sıcak
Kan soğuk
Burası Sarıkamış tan bile soğuk
Yer Türk gök Türk
Kan fışkırdı düşmanın gırtlağından
Kana doydu Turan
Aktı oluk oluk kan
Yeter mi derseniz
Bu kadar kan
Yetti arttı
O gün bu kadar kan
Tarih yazıldı en baştan
Çegan tepesinde
Aldı götürdü Enver in narasını
Enver in ruhu kadar
Bir uysal rüzgâr
Tanrı dağının ötesine
Dalgalandı Enver in pelerini
Tiril tiril
Türk e kefen gibi
Basmakçı bayrak gibi
Kılıcının ucundan damlayan
Kan kırmızı yakamozlar
Işıl ışıl aydınlandı Turan
O gün öldün dediler sana Enver han
Ama bu gün sen çok yaşa
Bozkırın başbuğu Enver paşa
Elindeki yalın kılıç
Çeliğin namusu
Elindeki yalın kılıç
Türkün onuru
Ve Karşısında ölümler doğuran
O kancık mitralyöz
Çeliğin orospusu

Fuat Emlak
Kayıt Tarihi : 22.2.2011 15:10:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
ÖNCEKİ ŞİİR
SONRAKİ ŞİİR
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Fuat Emlak