Ölü bir ağaç gövdesine sığınmak gibiydi hüzün;
Dışında ilkbahar, içinde çürük nemli yıllar.
Kasvetten kurtçuklar kemirmiş dört bir yanını,
Her yanı delik deşik olmuş, kaburganın tam sol tarafının.
Hayat denilen rüzgar, kökünden sökmek istercesine yıllar alır götürür ömründen.
Sen ayakta durmaya çalışırsın bir nebze mutluluk için.
Ben daha 25'imde avare,
Boğuyorum yarınlarımı denizlere,
Aldanıyorum yerli yersiz densizlere,
Acıyorum ben kisvesinde sıkışıp kalan sensizlere,
Kaç gece katletmişlerdir uyku gözlere mezar,
Büyümek isteyen çocuklar gibi hayranım hissizlere,
Yaşam çığlığıyla başlayan sanrımın bugün yirmi altıncısı,
Yağmura kapılmış sonbahar gibi sürükleniyorum oradan oraya,
Kaç terk ediliş yıldırır insanı bir ömre yorarsan yitip gidişleri?
Bilmem ne kadar şiir sığar hayat defterine,
Bu kaçıncı nazım düştü aşk serüvenine,
Bazısına sevmekten ibaret nefes almak dediğin.
Vakit gök memlekette gözünü açmış güzelliğe şahit olma vaktidir. Yeni doğmuş bebek kokusundan hallice, soluma vaktidir kokusunu.
Göremez ben dışında kimse tebessümünündeki güzelliği, saklasam gökyüzünü gözlerine yeridir.
Acıdır bazen zihnine işler ayaz. Masumiyet teninde saklı bembeyaz. Bir kere yatsam pamuk dizlerine, hiçbir kasvet uyandıramaz.
Saçlarına sakla beni ey Altay kızı. Göğümün mavisi gecemin yıldızı. Bir kez denk gelsin gözlerimiz, ebediyen son bulacak sensizlik denen sızı. Yalnızca sen benim ol başka bir şey istemem. Sen güzel kılıyorsun mevsimleri, yazı.
Gri solumak mı sebebi tenimi tırmalayan ayazın?
Yoksa insanlar mı gökyüzünü griye boyayan Ankara'nın?
Bir elveda busesi kifayetine bürünmüş Aşti mi, aştı haddini sevenleri ayırırken?
Yoksa ayrılık şiirine özne mi olmaya meyilli hayat dediğin?
aşk ruhun parçalanma sürecidir.
ruhunun bir parçasını koparıp alırlar bedeninden,
başka bir insanda can bulur en ücra hislerin.
En acı dolu parça sende kalır daima.
Her nefes aldığında sol yanına batar durur kaburgan.
aynı gri'nin müdavimiyiz seninle.
yalnızca sana gülümsüyor gök sandığın maviler.
ama benim ciğerime doluyor, senden hallice mevsimler.
sana toprak kokusu, bana gri şehrin ayazı yağmurlar.
senin tınıların sanıyorsun bulutların intiharını.
değiller!
Ateş dolu gözleri bazen yağmura tutulur,
Saklayamazdı yağmurunu,
Severdi anlatamazdı,
Dilindeki türküsüne saklardı,
İçinde tutardı yenemezdi gururunu.
Bir çınar ki;
Kelam etmeye farz olmuş ıtnab-ı pul,
Harap olur devlet-i insiyak eyleyen bu kul,
Fuzuli aranıp durma hak hukuk,
Adil eylemez seni sırtındaki itiyat-ı çul.
Sır eyleme ruhuna adem-i vüsuku,
İki nefes arasına sığdırılan bu boş çabayı ben istemedim,
Ağlayarak yaptım ilk şahitliğimi dünyaya,
Ve ebedi ağladım zoraki yaşantılarla,
Mutluluğun anlık, acının daim olduğu bu hayatı ben istemedim!
Sen ki madem gücü yetensin her şeye,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!