Kendime Ağıt
kum kadar yalnızlığın içinde çırpınarak
kendimi sile sile ömrümü yarıladım
açık deniz olmaktan korkarak yaşıyordum
terim ağustos yağmuru
gözlerim aşk bağdaşında
senden bölünmüşüm ben
ekinim kan olsa da biçeceğim
doğumun klasik
sesizliğim
sen her şeyden önce ateşe inanmadın
gözlerini söndürüp ayaklarımda
her akşam sesini alıp gittin
denize götürün beni
bizim orda uyumak ölümü göze almaktı
çocuklara sormalı bunu
kapılar aşınırdı karanlıklardan
kirpikler arasından rüyalar alınırdı
biliyor musun
kimi getirdilerse yanıma
akıllı bir yanını gördüm
ve sevişmedim
neyi astılarsa boynuma
nefesimle yaktım
dilimin ucunda çizdim
içimden geçenleri
kendimde denediğim kırmızı bir kalemle
çünkü bir yabancının mezarı
önce ve her daim kendi yüreğidir
bu günler sırma günler
elmas günlerdir
gün doğar sevda karası gözüm karası
anasın sevdama büyüğümsün
aşkı bilirsin
uzaklığın karakış
bir gece izmir’i atıp omuzlarıma
yasakların tabanlarına basarak
yasa(k) ların üzerine yürüdüm
aklımda nazım’dan bir şiir
gönlümde şiirden bir genç kız
ortak belgesel
biz döşümüz hançerde ve kurşunda
mevlam kayıra büyüdük
topraktan bitip
yalnızca fırat’a ağlayarak
gözlerinde safariye çıkmışım
deniz yaylam olur dudaklarında
bakar bakaır yamacıma cerenler
bakar kurt sürürsü kurnaz sürüsü
payanda yüreğim çarmıhta benim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!