Bir ser zirvesinde bukleli saçlar
Kıvrılmış gerdana boğdu boğacak
Sanki yiyecekler o kadar açlar
Bir tatlı felaket doğdu doğacak
Durgun bir yerdeydim bakışım kaldı
Gözden ırak bir yer vardı
Boz sureti,yaz kış kardı
Taş toprağa bırakılmış
Çalı,gazel sarmış ardı
Oysa şimdi bir özge bağ
Gerçek seven sensen eğer
Görmesin yar hiç kimseler
Korkum,sana nazar değer
Çıkma bensiz gün yüzüne
Sensiz aşkı kim dilensin
Camdan cama göz göze bakıştık yıllar yılı
Ayrı kaldığımız günler parmakla sayılı
Çocukluğun aşkıydı belki de bizimkisi
Öyle güzeldi öyle haz doluydu sevgisi
Ezelden ebede köprümüz yaşam
Her tür nesnesinde gizem,ihtişam
Yürürüz üstünde her sabah akşam
Çarkların dişinde bir meşgaleyiz
Alından emek ter akıtır durur
Nerden nereye geldik ey sevdiğim
Bir dert, seninle yanyana geldiğim
Merhabasına yeminler ettiğim
Çekemeyenler her gün kalp kırıyor
Her an peşimden gelir, sanki korkum
Nice hislerimden daha kıvamlı
Sinemde vurgulu bir tanımdır aşk
Hayata bağlıyor beni devamlı
Her duygudan ayrı bir yanımdır aşk
İltifatlar yetmez ne desem azdır
Bu zamanın insanı ömrü hep heder eder
Ne yaşam hakkı verir ne yaşamayı sağlar
Aşk gönülde tutulmaz bıkanlar elveda der
Vuslata eren güler hicrana düşen ağlar
Mesut olmak isteyen engele düçar kalmış
Saç telinden yere kadar
Sen bir başka güzelsin yar
Bal damlayan bir dilin var
Daha sana ne diyeyim
Şu gönlümde filizlenen
Vuslat yaklaşırken çöktü bir darlık
İçerim toz duman göremem seni
Gözlerim duyarsız zihnimde varlık
Düşülmez düşlere düşürdün beni
İçim bir karamsar bir düşünceli
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!