Ey acılar ülkesi
Sende dört bıçak yarası
Ayrılık acısı..
Bende isyan sesi
Yaşam kavgası..
Hükümsüz sınırlar içinde
Sarı, kırmızı, yeşil
Renk değil
yaşamdır Rojava’da
Mavi göklere zaferdir
Kızıla çalmıştır
Umuda çekilmiştir…
Ev dengê pêşeroje
Ji hezar salan hat
Wê rakin ji holê
Sînorên welat..
Ê zarokên rojê
Tev bikin xebat
Önce rüzgar sürdü toprağı
Sonra sarı bir renge soyundu şehir
Birkaç damla yağmur düştü cama..
Sonra gökte gözleri hapseden bir mavi
Gülümser gibi bana..
Ve sonra yalnızlığımın hüznü
Düşünüyorum da
senle felsefe
Seni sevmek ya da
Şair’in dizesinde
‘kusursuz’
Diyalektik bir bütünlük
Saçların
çoğalan bir yürüyüş gibi
dökülür omuz dağlarından
Saçların Munzur mavisi
uzar gider bozkırlarından
içimde aşka susayan bir ülkenin
Gözlerimi sabaha açtığım ilk an
Derste tenefüs zilini duyan
çocuk sevinciyle içime koşuyorsun
Dağılıyor bulutları gökyüzünün
Kırmızı bir sıcaklık karışıyor toprağa
Nerelerden sorsam seni
Dağlarına mı özgür ülkenin
Yoksa
Dört duvar hapisliklerine mi
Esir şehirlerin..
Seni içime bağırsam
Bu gözler seni gördü
Bu kalp seni aldı
Bu eller dokundu
Seni sardı
Sıcaklığını aldı..
Hep beklenen
Rüzgara karşı
bir koşudur seni sevmek
Ve de
uzak ülkemin
olağanüstü halleri gibi yaman
Anlıyor musun?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!