Kırk sene halkı uyuttu bir adam,
Konuştukça biz sandık ki pîr adam,
Hazineyi farelere yedirdi,
Serbest gezdi anlı açık,hür adam.
Sabahtan erken uyandım,
Baktım ufka şafak kırmızı.
Yağmurun seyrine daldım,
Çaktı şimşek,gök kırmızı.
Saç sırma, yanak kırmızı,
Merak etme,elbet gelir kıyamet
Ölen için zaten kopmuş kıyamet
Her nesnenin bir zevali vardır bil
Yeter ki sen kendine gel,kıyam et.
Cepheden cepheye koşup,kazandık savaş,
Hep barışta aktı yaşımız bizim.
Ayak olduk çektik ağır yükünü,
Bize dost olmadı başımız bizim.
Yol verin gideyim ben de sılama,
Engel olmak sizde töre mi dağlar?
Hasret kaldım bir mektuba selama,
Bozmayın yâr ile aramı dağlar.
Pare pare dumanlıdır başınız,
Her zerrede bin nişâne var,isterim ki göz göre,
Anlatamazsın ziyasını Güneş'in,kalbi mühürlü köre.
(2011)
Alın kanatlarınıza baharı,
Bizim ellere bırakın kuşlar.
Duyulsun bahçeden bülbülün zârı,
Solan gül yerine gül takın kuşlar.
İnsanlık tohumu filiz vermiyor.
Dünya fani herkes ölür,
İz bırakan ölmez imiş,
Derin mânâ onda olur,
Öz bırakan ölmez imiş.
Kıymetsiz,tutulmaz elde,
Yıldızları avuç avuç
Serptim bu gece gökyüzüne,
Bir başka parladı Ay,
Tebessüm geldi yüzüne.
Oysa her gün,kat kat olan bulutlar,
Işığımı perdelerdi.
Selam sana iki cihan serveri!
Gelişinle nur kapladı her yeri.
Aydınlandı bütün sema ve zemin,
Çünkü doğdu hayrulbeşer ve emin.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!