Üniversitede öğrenci olarak hayatını sürdürmekte.
Gel bu bağın hârına gülzârına etme heves
Dâr-ı fâni de hüsn-i hâtimedir müneffis ses
Virdin olsun dâim tesbih, tahmid, tekbir ve tehlil
Tevcih eyle mevlâya gayriyle ünsiyeti kes
Asker,garip yurdumun öz direği
Yıkılan tek şey vefasız feleği
Gam,hüzün ve keder...ana yüreği
Nasıl dayanırsın buna anadolu
Gözlerinin rıhtımına yanaşan bir gemi
Sessizliğe bürümüş âdeta çehreleri
İşitilmez ne bir kuş sesi ne de bir bâd sesi
Burada, kalbin dinle nabzın attığı kadar
Tahayyül edersin bir lahza ve hep özlersin
Elif gibi sevmek,
Sevgilinin yanında başı vav(و) misali gibi eğmektir,
nun(ن) gibi biriktirdiğin duâyı; mim(م) dudaklı anlatabilmektir...
Bir fermân çıkarılsa semt-i yârdan
İsmim yankılansa, diyârına gitsem
Desem ki beni iklimine saysan
Sonra da inkisâr ile sussam
Söylensem abdâl olup civârında
Ne çok hâtıra biriktirdik
Özü fâni şu sevdâlarda
Oysaki hemen gidecektik
İpekten yeşil kanatlarla
Şimdi anılar silinirken
Hüznüm, bir tohum gibi yerde
Bulut, güneşe olmuş perde
An ve an bir bir tükenmekte
Bahtım, tâlihim, nakd-i ömrüm
Senin dertlerinle yeşermek
Aşk :
Ne de yalın bir kelime değil mi ? Olması gerektiği gibi...
Gel görde "Aşk" diyenlerin kaçı bu kadar yalın acep...
Ah şu "dil" keşke bu "aşk" sözünü dile getirmeseydi de yaşantısı gönle has olduğu gibi telaffuzuda ona has olsaydı...
Gözlerinde renkli bir tebessüm ışıldıyor
O ân yeniden bahar geliyor hep seninle
Kaçıyor birden; sen gelince kurak mevsimler
Kelebeklerin ömrü uzuyor hep seninle
Simsiyah bulutlar gökyüzünü kaplıyorken
Sessizce, içten içe...
Bir inilti, sanki gök gürlemesi...
Dağlıyor sinemi...
Günde kaç yaram açılıyor...
Kaçı kapanıyor...
Habersizim...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!