Megafonun sesini açıyoruz
yankılanıyor sesimiz miz miz miz miz
ama biz biz biz biz, çözüyoruz sırlarını hayatın tın tın tın tın.
Uyanıyoruz bu kara düşlerden den den den den
ve elimiz uzanıp
"Evet" deyip geçiştirdim böylece yine
Kalbimin çarpmadığı,
Kulaklarımın işitemediği,
Çırılçıplak sözlerime..
Bir de içimi okuyabilsem
Çözebilsem sırları
Tırnaklarımızla kazıdık
Biz bu yolları
Algılayabiliyoruz artık
Okuyabiliyoruz.
Dimdik boyunları, ağrılı karınları
I.
çocuksu bir bakış beslerim evimde
ablam nakışlar onu kanaviçeye
özenle
annem kuş olup uçarken rüyamdan
ben henüz bebektim
II.
çocuksu bir bakış beslerim evimde
babamın kitapları arasında gezinir gözlerim
dikkatlice
annem öldü ama babam da giriyor rüyalarıma
yürüyorum artık özgürce
III.
çocuksu bir bakış beslerim evimde
gözlerime bak, dedi bir kadın
yılbaşında
uzunca baktım ona
boyamıştı gözlerini,
IV.
çocuksu bir bakış beslerim evimde
aileler evlatlarını birkaç parça kumaşa satıyorlardı
acımasızca
haliyle işin kumaşı da değişmiş oldu
renk vermeye başladı yalanların
gördüm dedin bana
gördüğün gölgemdi
kefallere kan bulaşmasın diye
gelmemiştim yanına
gün batımını izliyordun sen
beklemekten ağaç oldum
yürekleri sarmıyor artık sızı
bir kar yağıyor gökyüzünden
bu insanlığın yüreğine
arka fonda kapkara bir nesil
sadece bağırmak yetmiyor
seslerini duyurmak için müslümanların
şiir gibi gidip, şiir gibi gelmeye söz vermiştik oysa
diken dikili, bu hayat yolculuğuna çıkmadan önce
ağlıyordu istanbul
sildik gözyaşlarını, sonsuza dek ağlayabilmek uğruna
zenginlik bir yana dursun; gelinlik birkaç parça perde tülü,
damatlık ise ateş külüne boyanmış beyaz kumaştı bize
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!