Ey gecenin karanlığı!,
Ey toprağa düşmüş ölü yıldızlar,
Ey ölümün kıyısında korkan çaresiz insanlar
Şahit olun bu haykırışa,
Bu varlık ile yokluğun savaşında
Titreyen ayak sesim!
Sevdam,
sercelerin terk ettiği telefon tellerinde,
Çiçeklerin yükünü şehirlere taşıyor.
Gözlerimin pınarıni, ilmek ilmek ıslatan sevdam.
Moleküller ve parçalar dünyasında
O bir bütün
Hayatıma
Yağmur damlalariyla
Bakma hüzünlü şeyler yazdığıma
Gidişinde bıraktığın gözyaşımla seviyorum seni ben.
Her damlasında bir hıçkırık
Her nefesimde bir nefret saklı
Sessizliğin de bir sesi vardır aslında
Söyleyemediklerin,
Hep söylemek istediklerin
Ve cesaret edemediklerin.
İlk yağmur damlası düştü yüreğime,
Gerisi zemheri kıyamet.
Geceyi usulca çektim üzerime
Daldım sonsuz sensizliğe,
Ansızın bir gece vakti çıktın karışma,
Öylece gülümsedin bana.
Oracıkta öldüm ben, öldüm de yeniden dirildim.
Sustum,
Durdurmak bir yerde bütün saatleri,
Nefes almak gözlerinin derinliklerinde.
Öylece susmak!
İlmek ilmek işlemek yüreğine isminin
Tüm şehrin ışıkları
Tüm ağaçlar
Güneş
Yıldızlar
Denizler
Sanki bütün dünya
Biraz sen gibi,
Sensizlik tende kurşun misali
Belkide sadece binlerce defa ölebilmeli insan.
Sensizliğe soyunabilmek.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!