dinle beni
yaşamdan bile güzel olan
Ankara ayazı keyfini çıkartırken saçlarının
bir pay sunsun dudaklarıma
rayihandan.
işte bu döş, bu kıllı yumak
kan revan ve deşik bir öpücükle yarık
kalp denilen insafsız organı kusuyorum
kırmızımtırak
kesik kesik çekilen kuru tütün
başlangıçta söz vardı ve
başlangıçta söz verdim
dile gelmeye meyyal hislerimi
bir ceset gibi taşımaya omuzlarımda
suskunluğu küfürle dirilmiş
çehreme yıkılan gece rengi tavan
göz ferimi yuva edinmiş sevgiliyi kıskanır
ölümsülüğüm
ağır aksak öpüşlerle
derkenarlarımda kimsesiz,
ağlaşır
göz kenarlarımdaki zifir kasnak
hüsran ve fecrin arâfında
boğulur
işte bu yitirdiğim bir annedir
romatizmal sancılarımı ve sorge’mi*
henüz yavru bir şiir emiyorken dudaklarımdan can sıvısını
bir pişmanlığın keskinliği biçmişti bileklerimi çoktan
ve sonra ansızın
dirilmiştim ilhamıma düşen şekilsiz embriyonun can havli ile
ah, her günahımın ardından yüreğimi sıkan
Düş kırıklığım, her allahsızlık zamanımda,
Gözlerimden feryat eden yokluğundur.
Zaman dürülmez, zaman, yokluğunda
Mezarlardan dirilen ölü toprak olur.
Bekle ki gelesin, bekle ki gelesin..
sevgili
dindaranelik makyajım şeytandan bulaş
ahmaklardan ibaret bir entelijansiyada
mülhidim, ayyaş.
içreğim khaos, içtiğim sükûn
çiçeğim, yurdun
harabat ehlinin oratoryosunda
akislerim nidasız
yüzüme çalınan, katışıksız
çığlıkların da anlamı değil miyim kendi zannımca
doğrusu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!