Şey demişti Hakan Günday “Bir işe başlamak bitirmenin yarısı derler ya. Doğmak da öyle işte ölmenin yarısı”
Asil ölüm ne zaman başlar insan ölünce mi ? Yoksa sevdiği insanlar tarafından silik bir hatıraya karışınca mı ?
Bence ölüm insanın umudunun bittiği yerde, anda mekanda veya zamanda başlar. Basit bir şeyden bahsetmiyorum.
Şundan bahsediyorum “geç oldu ya şimdi aramayayım sabah ararım” diyip aramak için yarını umut edip aramak için yarını beklerken annenden babandan sevdiğinden bir daha haber alamamanın umutsuzluğundan bahsediyorum aslında o umudun çaresizliğinden bahsediyorum belki de tam olarak neden bahsettiğimi bilmiyorum şu an yapacağım yapabileceğim tek şeyi yapıyorum yazıyorum yaşıyorum yazmaya çalışıyorum
Bu aralar dışardan bakıyorum kendime baktığım ben miyim yoksa benden kalan mı bilmiyorum sanki herkes Bana ayıp etmiş gibi bir benmişim bu dünyanın aldatılanı gibi geliyor. kendimden çıkıp başka insanlara bakınca fark ediliyor bu düşüncemin altındaki hakikat aslında herkes herkesi aldatıyor kimse kimsenin zerre umrunda değil sanki herkes gün içinde sadece vicdanını yumuşatıyor hepsi bu.
Yalandan tebessümler yağdırıp her şey on numara gibi davranmakta üstümüze yok
2.
Neden yazmak istedim ya da neden yazmaya çalışıyorum
İçimdeki çatışmayı insan hariç bir yere dökmem lazımdı çünkü şunu çok iyi biliyorum kimine dağ görünen kimine eşik gibiydi ve bu konuda eşit değildik. Bu eşitsizlik karşısında insan tek yapabileceği şeyi yapıyor yazıya sığınıyor yazdıkça içindeki sular dinginleşiyor duruluyor akılla kalemin yolu bir ise zaten seni yansıtıyor. tabi bir de mütemadiyen her konuda başarısız olmam itiyor belki de beni bu yazı diline. Hayat ne getirir bilinmez ama şimdilik sadece yazmak istiyorum ne olursa olsun nasıl olursa olsun. Yazdıkça hissediyorum kafamın sakinleştiğini belkide başta yapmam gereken şeyi yine en son yaptım demiştim değil mi ? Ben geç kalmakla meşhurdum son otobüse son ekmeğe.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!