Savrulmalar
Tarih yazının icadıyla başlar. Yalan da öyle. Söz uçar, kalanlar yanılsama olur. Kağıtların tılsımlı yatağına çıplak girmeyin. Sezginize bürünün. Belgelerle konuşmak üstünlük değildir.
Kaleme sordum: Yazılanlar doğru mu? Yazdı ve uzaklaştı, dedi, bunları yazan. Kalem ki bir kaldıraçtır; yazdıklarımı kanıtlamaya kalksam kendi kağıtlarımın hamalı olurdum. Bir türlü sonu gelmeyen işkence: Sysiphos’un yuvarlandıkça tepeye taşıdığı kocaman kaya gibi.
Öyleyse yazarak doruğa erişilmez. Doruk, doğruluktur. Sözlerin uçan halısına tutunmak gerekir. O zaman bütün dorukları kuş bakışı görürsün: Enel Hak!
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla