Endülüs’te Hazân Şiiri - Mim Mustafa Hakan

Mim Mustafa Hakan
111

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Endülüs’te Hazân

Endülüs’ü gezdim, mevsimlerden hazân.
Yitik hazinemiz, en nârin en nâzan.
Asırlarca İber’de yürünen şehrâh.
Bir büyük destan, hüzün tarihi yazan.

Bu diyarlara iman üfleyen nefes,
Gördüm ki esir, kafes içinde kafes.
İzi kanla silinmiş, görene âgah.
Rayihası yine de ne kadar enfes.

El Hamra; şimdi bir devrin mezartaşı.
Mermerden akan su, mâtemin gözyaşı.
Surları lâl olmuş ki utançtan eyvâh.
Tek taş atmadan kaybedince savaşı.

Kurtuba, ey şehirlerin ay yüzlüsü,
İlim bahçelerinin en büyülüsü.
Mescid; bağrında hançer, yaralı dergâh.
Resmeder bu hâli, mahsun Endülüsü.

Yemyeşil Gırnata; zeytin, turunç ve nar.
Topraktan sökülen “Hilâl” hâlâ kanar.
Târık’ın ruhundan mı yükselir bu âh?
Beyaz evlerde belki bir umut yanar.

Batıdan doğan güneşti diyâr-ı küfre.
O da mührünü vurup gitti bir devre.
Yûnûs son söz: ”Velâ gâlibe illallah”
Sessiz düşerken, zaman denilen nehre.

Ekim 2013, Endülüs

Nazan: Nazlı
Şehrah: Ana yol
Agâh: Açık, net
Rayiha: Koku
Lâl: Kırmızıya çalan bir renk, dilsiz, konuşamayan
Velâ gâlibe illallah: Allah’tan başka gâlip yoktur. Bu yazı El Hamra sarayının her yerine nakşedildiği için meşhur olmuştur.

Mim Mustafa Hakan
Kayıt Tarihi : 13.5.2021 01:54:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mim Mustafa Hakan