Yakılan şehirlerde
Temeli acılara perçinlenen
Endülüs Minareleri...
Anne karnında ölen bir yahudinin,
Çığlıksız çekilen her çilenin,
Gölgesinde büyüyen bir çocugun,
Yol boyu yürdüğü
Endülüs Minareleri...
Rengi sarılara çalan,
Kendine bir türlü yurt bulamayan,
Bir katedralin önünde
Daha yükseklere uzanan
Endülüs Minareleri...
Bu topraklar kimin,
Halifenin saltanat ruzgarı
Esmeyince aşağilardan,
Akdenizin orta yerinde
Mezar olmaz mı
Endülüs Minareleri?
Kubbeleri başka göklere yakışan,
Ser sefil bir coğrafyada,
Çöl kumunda ona hasret
Dönen yolcular varken
Buralara ait olmayan
Endülüs Minareleri...
Dudaklarından çıkan mezmurdur
İber'deki hristiyanın....
Gözüne gorünen özlemdir
Kendinden uzakta olan bir müslümanın.
Temelinde cesetler saklı olan
Endülüs Minareleri...
Hiç yoktan yara olan,
Yedi yüzlerde doğan bir çocuğa,
Taşları rüzgar esintelerine kurban giden,
Bir gece isyanında
Yapayalnız kalan
Endülüs Minareleri...
Sofrasında gureba yaralarinı
Yudumlarken
Arabistan halifesi,
Moriskolar dudak bükerken
Yalnızliklara,
Çan seslerine misafir olan
Endülüs Minareleri...
Kayıt Tarihi : 16.5.2020 16:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)